Matriksdata Logo

Matriksdata Banner

Varlık Yönetim Şirketleri Derneği Başkanı Tengiz: Operasyonel verimlilik için VYŞ’ler ‘finansal kuruluş’ olarak tanımlanmalı

BDDK’nın denetiminde faaliyetlerine devam eden varlık yönetim şirketlerinin globaldeki birçok uygulamanın aksine sadece bankalar, faktoring ve leasing şirketlerinin gecikmiş alacaklarını satın alabildiğini belirten Varlık Yönetim Şirketleri Derneği (VYŞD) Yönetim Kurulu Başkanı ve Güven Varlık Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hasan Tengiz, yeni dönemde beklentilerinin bankacılık dışındaki sektörlerin (telekom, enerji, teknoloji, belediye alacakları) TGA’larının da satın alınabilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılıp hayata geçirilmesi olduğunu dile getirdi. Ayrıca VYŞ’lerin operasyonlarını daha verimli hale getirmek için finansal kuruluş olarak tanımlanmasının önem arz etttiğini kaydeden Tengiz, “Bu şekilde mahkemeler, icra daireleri, SGK, UYAP, Tapu Sicil, Tarım Bakanlığı gibi diğer resmi kurum ve kuruluşlara erişim haklarında benzerlik sağlanarak daha çok borçluya ulaşma imkanı oluşturulacak” dedi.

Bu düzenlemelerle varlık yönetim sektörünün ülke ekonomisine kattığı gücün artacağını anlatan Hasan Tengiz, “Böylelikle borçlu statüsündeki vatandaşlara bütünsel bir yaklaşımla çözüm sunulabilecek, farklı kurumlara olan yükümlülükleri tek elden yönetilerek daha hızlı ve etkin sonuç alınması sağlanacak” açıklamasını yaptı.
Türkiye’de varlık yönetim sektörünün gelişiminden de bahseden Hasan Tengiz, “Türkiye’de 2000 yılında baş gösteren bankacılık kriziyle birlikte batan bankaların kredileri ve tahsili gecikmiş alacakları (TGA) TMSF’ye devroldu. TMSF bünyesindeki kredilerin takibi, tahsili ve tasfiyesinin getirdiği yük Türkiye’de varlık yönetim sektörüne olan ihtiyacı ortaya çıkardı” ifadesini kullandı. Yaşanan kriz sonrası bankacılık sisteminin uluslararası standartlara göre yeniden yapılandırılması amacıyla planlanan yapısal reform hedeflerinden biri olan varlık yönetim şirketlerinin (VYŞ) kurulmasına ilişkin kanunun 2003 yılında yürürlüğe girdiğine işaret eden Tengiz, “Varlık yönetim şirketleri, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) aldıkları lisansla ve yine BDDK denetiminde; bankalar ve banka dışı finansal kuruluşların tahsili gecikmiş alacaklarının temlik alınması ve yeniden yapılandırılarak tahsil edilmesi amacına yönelik faaliyet göstermeye başladı” şeklinde konuştu. Globalde BDDK otoritesi altında düzenlenen ve denetlenen tek sektör olma özelliği taşıyan Türkiye varlık yönetim sektörünün kuruluş amacıyla paralel olarak finansal sisteme likidite sağlamayı hedeflediğini söyleyen Tengiz, “Türkiye’de varlık yönetim sektörü, bankaların bilançolarını iyileştirmelerine katkı sağlayıp, operasyonel yükten kurtarmak ve bireylere borçlarını ödeme imkanı tanıyarak yeniden ekonomiye kazandırmak suretiyle yıllar içinde bankacılık sistemi ve ülke ekonomisindeki istikrarın sürdürülebilirliği için önemli bir rol üstlendi” dedi.
Sektörde faaliyet gösteren şirket sayısı 13’e ulaştı
Hasan Tengiz, bankaların ortalama üç yıl hukuki takipten sonra tahsil edemediği binlerce dosyadan oluşan TGA portföylerini ihale yoluyla satın alan VYŞ’lerin kuruluştann bu yana sistemdeki sorunlu kredilerin yüzde 31’ini üstlenerek bankalara toplam 3.1 milyar liralık kaynak oluşturduğunu ifade ederek, “İlk satıştan bu yana kümülatif satışlar anapara bazında yaklaşık 25 milyar TL’ye ulaştı. 2016 yılında ilk üç çeyrek satışı 3.4 milyar TL olarak gerçekleşti. Son çeyrekte de yoğun satış beklentisi devam ediyor. Bankacılık sektöründeki büyüme ve gelişme ile doğru orantılı olarak varlık yönetim sektöründeki büyüme dikkat çekiyor. Zaman içinde bankaların bilançolarında yer alan TGA’nın büyüme hızı toplam kredi büyümesinin yaklaşık iki katı düzeyinde seyretti. Buna paralel sektörde faaliyet gösteren şirket sayısı da 13’e ulaştı” açıklamasını yaptı.
Takipteki alacaklar oranı Avrupa ülkelerindeki ortalamaların altında
Sorunlu kredilerin gelişiminin ise makroekonomik faktörler ile yakın ilişkili olduğunu vurgulayan Hasan Tengiz, “GSYİH büyümesindeki düşüş, takipteki kredi oranını hem aynı çeyrekte hem de takip eden çeyrekte artırıcı bir etkiye sahip olmakla biirlikte, sorunlu kredilerin artışındaki bir diğer önemli etken olarak işsizlik oranının yükselmesinden söz edilebilir. Bunların dışında finansal olmayan sektörde özel borç yükü, konut balonu patlaması, bankacılık sektöründe ise sermaye koruma tamponunun ve ayrılan karşılıkların yetersiz oluşu ile düşük kârlılık gibi etkenler finansal sistemdeki sorunlu kredi miktarını artırıcı özelliğe sahip” diye konuştu. Tengiz, takipteki alacaklar oranının son dönemde büyüme hızındaki yavaşlama ve işsizlik oranındaki artış nedeniyle yurtiçinde yükselme eğiliminde olmasına rağmen birçok Avrupa ülkelerindeki ortalamaların altında seyrettiğine dikkat çekerek, TBB’nin ikinci çeyrek sonu raporuna göre de tahsili gecikmiş alacakların seyri beklenti aralığında olduğunu, kredi risklerinin yönetilebilir düzeyde olduğunu ve bankacılık sektörünün sağlıklı bir bilanço yapısına sahip olduğunu belirtti.
Süreç içinde sektörde özel bankaların tamamına yakınının ve bazı katılım bankalarının düzenli satıcı haline gelldiğini anlatan Hasan Tengiz, “BDDK verilerine göre bankaların henüz satışa sunmadıkları TGA tutarı yaklaşık 54 milyar TL olup, bankacılık sistemindeki toplam kredi büyüklüğünün yüzde 3.4’ünü oluşturuyor. Takipteki alacaklar oranı, TBB verilerine göre ikinci çeyrek sonu itibarıyla kurumsal kredilerde yüzde 3, bireysel kredilerde yüzde 4.5, KOBİ kredilerinde ise yüzde 4.6 seviyesinde seyrediyor. Eğer bu portföyler varlık yönetim şirketleri tarafından süreç içinde satın alınmasaydı TGA’nın toplam kredilere oranı yüzde 4.9 olarak gerçekleşecekti” bilgisini paylaştı. Sürekli olarak gelişen ve büyüyen varlık yönetim sektöründe pazar dinamiklerinde de zamanla bazı değişikliklerin meydana geldiğine vurgu yapan Tengiz, “Satışa sunulan TGA portföylerinde; müşteri ortalama borçluluk rakamının yükselme eğiliminde olduğu, temerrüt yaşı küçük kredilerin ağırlık kazandığı, ticari portföylerde teminatlı dosya oranının giderek azaldığı ve genel olarak bireysel kredi portföylerinin satışlar içindeki payyının ticari portföylere kıyasla artış gösterdiği ifade ediliyor” dedi.
“Varlık yönetim şirketleri niye var?”
Varlık Yönetim sektörünün ülke ekonomisi için stratejik önem arz ettiğini savunan Hasan Tengiz, sektörün başta bankalar olmak üzere finans sektörünün gecikmiş alacaklarını satın alarak kurumların hem bilançosunun iyileştirilmesine hizmet ettiğini hem de operasyonel yükten kurtardığını dile getirdi. Böylece bankaların özvarlık ve aktif verimliliğini artırdığını, tahsilat giderlerinden ve diğer operasyonel giderlerden tasarruf ettiğini ve maliyet avantajı yarattığını kaydeden Tengiz, bankaların esas faaliyet konularına yönelerek gelirin yanı sıra kârlılık artışı ve operasyonel verimlilik artışı sağladığını ifade etti. Varlık yönetim şirketlerinin yaklaşık 500 bin müşteriyi borçlu vatandaş statüsünden kurtarıp finansal özgürlüğüne kavuşturduğunu söyleyen Tengiz, “Finansal sistemde 4 milyonun üzerinde vatandaşın tahsili gecikmiş kredi borçlusu olduğu tahmin ediliyor. Portföylerin bbankalardan devralınmasıyla birlikte varlık yönetim şirketlerinin çatısı altında borçlarını yapılandırma fırsatı elde eden borçlu sayısı 2 milyona ulaştı. Varlık yönetim şirketleri, kişiye özel, esnek imkânlar sunarak bu kişilerin borç yükünden kurtarılması ve finansal sisteme kazandırılması misyonunu en iyi şekilde yerine getiriyor” yorumunda bulundu.
Bankaların aksine varlık yönetim şirketlerinin temel işinin sorunlu kredilerin tahsilat yönetimi olduğu için müşterilerine en makul ödeme planını en uygun sürede sunarak borcu çözüme ulaştırmayı amaçladığını belirten Hasan Tengiz, şunları kaydetti: “Bu kapsamda müşterilerine esnek çözüm önerilerinde bulunurlar. Borcu çözüme ulaşarak ekonomik olarak özgürleşen müşteriler ve konunun onların ailelerine yansıması düşünüldüğünde varlık yönetim şirketlerinin finansal sisteme sadece ekonomik katkı değil aynı zamanda çok önemli bir sosyal katkısının olduğu da görülüyor. VYŞ’ler yeni dönemlerde de 1.5 milyon borçluyu finansal özgürlüğüne ulaştırrmayı hedefliyor. Zamanla kendi teknolojisini geliştiren ve kendi insan kaynağını yaratan VYŞ’ler, sektörde doğrudan ve dolaylı yaklaşık 5 bin kişiye istihdam sağlıyor.”



< 14.12.2016 diğer haberleri için tıklayınız.

KVKK | Çerez Politikası | Aydınlatma Metni | Cookie Seçeneklerini Güncelle