TCMB 2018 Yılı Para
ve Kur Politikası raporunu açıkladı.
Sözkonusu rapor aşağıda bulunuyor:
1. TCMB fiyat istikrarına odaklı para politikası duruşunun korunduğu bir çerçeveyi esas almaktadır. Enflasyon
hedeflemesi temel para politikası rejimi olmaya devam edecektir. Para politikası kararları, enflasyon
beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate
alınarak oluşturulacaktır. Enflasyonun hedefle uyumlu seviyelerde tutulması amaçlanırken finansal istikrar
da gözetilecektir. Ayrıca, TCMB, enflasyonun düşürülmesine engel olan yapısal unsurları ortadan
kaldırmak için diğer kurumlarla işbirliği içinde çalışmaya devam edecektir.
2. TCMB’nin temel amacı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir. Bu doğrultuda, 2018-2020 döneminde
geçerli olacak enflasyon hedefi Hükümet ile varılan mutabakatla uyumlu olarak yüzde 5 seviyesinde
belirlenmiştir. 2018-2020 dönemine ilişkin Orta Vadeli Program kapsamında enflasyonun yüzde 5 hedefine
kademeli olarak yakınsayacağı öngörülmektedir.
3. TCMB’nin hesap verme yükümlülüğünün bir unsuru olan belirsizlik aralığı, önceki yıllarda olduğu gibi her
iki yönde 2 yüzde puan olarak korunmuştur. Gerçekleşen enflasyonun yıl sonunda belirsizlik aralığının
dışında kalması durumunda ise Hükümet’e “Açık Mektup” yazılacaktır.
4. Dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülmektedir. Uygulanmakta olan kur rejiminde, döviz kuru bir politika aracı
olarak kullanılmamaktadır. Döviz arz ve talebini belirleyen esas unsurlar, iktisadi temeller, uygulanan
para ve maliye politikaları, uluslararası gelişmeler ve beklentilerdir. TCMB’nin nominal ya da reel herhangi
bir kur hedefi bulunmamaktadır. TCMB, döviz kurundaki hareketlerin fiyat istikrarını kalıcı olarak etkilemesi
durumunda, sahip olduğu araçlarla ggerekli tepkiyi verecektir. Ayrıca döviz kurunun iktisadi temellerden
belirgin şekilde kopması ve finansal istikrara dair risk oluşturması halinde bu duruma kayıtsız
kalınmayacaktır. TCMB, döviz piyasasının etkin bir şekilde çalışabilmesi için döviz kuru gelişmelerini
ve buna dair her türlü risk faktörünü yakından takip etmeye, gerekli önlemleri almaya ve ilgili araçları
kullanmaya devam edecektir. Bununla birlikte, uygulanmakta olan döviz kuru rejiminde kur riskinin iktisadi
birimler tarafından yönetilmesi önem arz etmektedir.
Para Politikası Gelişmeleri
5. 2016 yılı ikinci yarısında yaşanan küresel ve jeopolitik önemli şokların ardından 2017 yılının başlarında
döviz kurlarında yaşanan oynaklık ve bu durumun enflasyon görünümü üzerindeki etkisi, para politikası
kararlarında belirleyici olmuştur. Döviz kuru gelişmelerinin enflasyona dair yukarı yönlü riskleri artırması
nedeniyle TCMB, Ocak ayında enfllasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak amacıyla güçlü bir
parasal sıkılaştırma yapmış; hem gecelik vadede hem de Geç Likidite Penceresi (GLP)
uygulaması çerçevesinde, borç verme faiz oranlarını yükseltmiştir (Grafik 1). Buna ek olarak; TCMB,
bu gelişmelerin fiyat istikrarı ve finansal istikrar üzerinde yaratabileceği olumsuz etkileri önlemek
amacıyla bazı likidite tedbirleri de almıştır.
Bu çerçevede, bir hafta vadeli repo ihalesi açılmamış, gecelik vadede fonlama miktarı kademeli olarak
azaltılmış ve sistemin fonlama ihtiyacının giderek artan kısmı GLP’den sağlanmaya başlanmıştır
Ayrıca, TCMB döviz likiditesi yönetiminde esneklik sağlayacak önlemler de almıştır. Bu amaçla,
TCMB, yabancı para zorunlu karşılık oranlarını indirmiş, Türk Lirası Depoları Karşılığı Döviz Depoları piyasasını
açmıştır
6. Döviz kurlarında yıl başında gözlenen bu harekete ek olarak, emtia fiyatları vve ABD doları
cinsinden ithalat fiyatlarındaki gelişmeler de maliyet baskılarının artmasına yol açmış; 2017 yılında
enflasyonda kayda değer bir yükseliş yaşanmıştır. Enflasyon beklentilerinin ulaştığı yüksek seviyeler
ile çekirdek enflasyon görünümüne ilişkin gelişmelerin fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturması, para
politikasında sıkı duruşun devamını gerektirmiştir. Bu nedenle, TCMB, 2017 yılının Ocak ayında başladığı
parasal sıkılaşmayı Mart ve Nisan aylarında kademeli olarak artırmış; Haziran ve Temmuz aylarında sıkı
duruşunu korumuş; Eylül ve Ekim aylarında yaptığı iletişimle para politikasının temkin düzeyini
kademeli olarak güçlendirmiştir. Ekim ve Kasım aylarında jeopolitik risklerle birlikte gözlenen kur hareketleri
ve petrol fiyatlarındaki artışlar enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risk oluşturmuştur. Bu çerçevede
Kasım ayında TCMB bünyesinde faaliyette bulunan Bankalararasıı Para Piyasasında bankaların borç
alabilme limitleri gecelik vadede yapılan işlemler için sıfıra düşürülerek, TCMB fonlamasının tamamı
GLP’den sağlanmaya başlanmıştır. Böylelikle TCMB ortalama fonlama maliyeti yaklaşık 25 baz puan
yükseltilerek yüzde 12,25 seviyesine getirilmiştir. Mevcut durumda TCMB’nin GLP borç verme faizi yüzde
12,25, gecelik borç verme faiz oranı yüzde 9,25 ve haftalık repo faizi yüzde 8 seviyelerinde bulunmaktadır.
7. TCMB Kasım ayı başında, fiyat istikrarına ve finansal istikrara destek sağlamak amacıyla rezerv opsiyonu
mekanizması (ROM) kapsamında döviz imkânına ilişkin üst sınırı yüzde 60’tan yüzde 55’e düşürmüş, tüm
dilim aralıklarını da 5’er puan aşağı çekmiştir. Bu karara ek olarak, 1 Şubat 2018 tarihine kadar vadesi
dolacak olan reeskont kredilerinin, vadesinde ödenmesi halinde, geri ödemesinin Türk lirası olarak
yapılabilmesine olanak tanımış; Kasım ayındda Türk Lirası Uzlaşmalı Vadeli Döviz Satım ihalelerine
başlanmıştır.
8. TCMB, 2017 yılında enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz piyasasında dengeleyici ve finansal istikrarı
destekleyici duruşunu korumuştur. Ayrıca, TCMB fonlamasının büyük oranda GLP kanalıyla yapılmasına
bağlı olarak, 2017 yılı boyunca para politikasının öngörülebilirliği önemli ölçüde artmıştır. Merkez Bankası
2018 yılında da fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam
edecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para
politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecek; ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma
yapılabilecektir.
9. Para Politikası Kurulu (Kurul), 2018 yılında önceden açıklanan bir takvim çerçevesinde yılda sekiz toplantı
yapacaktır1
. Para politikası kararı ile kısa gerekçesi, İngilizce çevirisii ile birlikte, toplantının hemen ardından
saat 14.00’te; Kurul’un ayrıntılı değerlendirmelerini içeren toplantı özeti ise toplantıyı takip eden beş iş günü
içinde TCMB internet sayfasında yayımlanacaktır.
10. Önümüzdeki dönemde iletişim politikası destekleyici bir araç olarak etkin bir biçimde kullanılacaktır. Para
politikasının temel iletişim araçları Kurul duyuruları ve Enflasyon Raporudur. Enflasyon Raporu yılda dört
defa yayımlanacaktır. Kamuoyu ile iletişimin daha etkin şekilde yapılabilmesi amacıyla Enflasyon Raporları,
bilgilendirme toplantılarıyla tanıtılacaktır.
11. Bunlara ek olarak, yatırımcılarla ve analistlerle teknik içerikli görüşmeler yapılmaya devam edilecek;
ayrıca yurt dışındaki finans merkezlerinde yatırımcılarla düzenli toplantılar gerçekleştirilecektir.
Sanayi-ticaret odaları ve diğer reel sektör temsilcileriyle görüş alışverişinde bulunmaya imkân tanıyacak
tooplantılar 2018 yılında da sürdürülecektir. Reel ekonomik aktiviteyi yakından izlemek, anlamak ve reel
sektörle iletişimi sağlamlaştırmaya yönelik olarak bölgesel ve sektörel düzeydeki çalışmalar da devam
edecektir. Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri tüm boyutlarıyla anlamaya yönelik söz konusu çalışmalar,
para politikası karar alma süreçlerine de girdi sağlayacaktır.
12. Finansal İstikrar Raporu, TCMB’nin önemli bir iletişim aracı olmaya devam edecektir. Bunun yanı sıra, para
ve kur politikası çerçevesine ilişkin kamuoyuyla paylaşılan duyurular ile TCMB’nin faaliyetleri ve para
politikası uygulamaları hakkında Bakanlar Kurulu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu
ve diğer platformlarda Başkan tarafından yapılan sunumlar da kamuoyunun bilgilendirilmesinde önemli bir
paya sahip olacaktır.
13. Fiyat istikrarının ekonomik istikrar açısından öneminin ve tüm ekonomik aktörlere sağlayacağı kazanımlarınn
kamuoyuyla paylaşılması iletişim politikasının temel önceliklerinden birisi olmaya devam edecektir. Bu
bağlamda, başta Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kapsamındaki
çalışmalar olmak üzere, enflasyonda ilave katılık ve oynaklığa yol açan yapısal unsurlarla ilgili kamuoyunda
farkındalığı artırmaya ve ilgili paydaşlarla eşgüdüm sağlamaya yönelik çabalar sürdürülecektir.
14. Mali disiplinin sürdürülmesi Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel
unsurlardan biri olmuştur. Fiyat istikrarına ulaşılabilmesi için maliye politikalarında da disiplinin sürmesi
esastır. Bu kazanımların korunarak daha da ileriye götürülmesi önem taşımaktadır. Yasası gereği fiyat
istikrarına odaklanmış bir merkez bankası, bütçe ve maliye politikası gelişmelerini yakından takip
etmektedir. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde de maliye politikası, yönetilen/yöönlendirilen fiyatlar ve vergi
düzenlemelerine ilişkin gelişmeler enflasyon görünümüne etkileri bakımından izlenmeye devam edilecektir.
Likidite Yönetimi Genel İlkeleri
15. TCMB, likidite yönetimi genel çerçevesini belirlerken;
I - Kısa vadeli faiz oranlarının Kurul tarafından belirlenen faiz koridoru içerisinde uygun görülen düzeyde
oluşmasının sağlanması,
II - Uygulanan likidite yönetimi stratejisi ile uyumlu şekilde para piyasalarının etkin ve istikrarlı çalışması,
III - Ödeme sistemlerinin kesintisiz çalışmasının temini,
IV - Kullanılan araçların para politikasının etkinliğini desteklemesi,
V - Operasyonel yapının piyasalardaki olağandışı gelişmelere karşı yeterli esnekliğe sahip olması
amaçlarını hedeflemektedir. Bu amaçlara ulaşmak ve para politikasının etkinliğini artırmak için likidite
yönetimi genel çerçevesi belirlenirken, piyasadaki likidite düzeyi ve likiditeninn sistem içindeki dağılımı da
dikkate alınmaktadır.
Likiditeyi Etkileyen Faktörler ve 2017 Yılında Likidite Gelişmeleri
16. Bankacılık sisteminin fonlama ihtiyacı, asıl olarak aşağıdaki faktörler tarafından belirlenmektedir:
I - Para tabanı değişimleri,
a) Emisyon hacmindeki değişimler,
b) Bankaların TCMB nezdindeki Türk lirası (TL) mevduat bakiyelerindeki değişimler,
II - TCMB’nin piyasa ile gerçekleştirdiği TL işlemler,
a) TL karşılığı döviz alış/satış işlemleri,
b) Türk Lirası Depoları Karşılığı Döviz Depoları İşlemleri,
c) İhracat reeskont kredisi işlemleri,
d) Devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) ve kira sertifikası alım/satım işlemleri,
e) Ödenen/tahsil edilen faizler, cari harcamalar,
III - T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının (Hazine) piyasa ile gerçekleştirdiği TL karşılığı işlemler,
a) DİİBS ve kira sertifikası itfa ile ihraç farkı (TCMB’ye yapılan itfalar hariç),
b) Faiz dışı fazla girişleri,
c) Özelleştirme ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kaynaklı transferler ile diğer kamu işlemleri.
17. 2017 yılında sistemin fonlama ihtiyacını etkileyen temel kalemler 20 Kasım itibarıyla Tablo 1’de yer
almaktadır. 2016 yıl sonu itibarıyla 95,5 milyar TL olan sistemin fonlama ihtiyacı, 20 Kasım 2017 tarihi
itibarıyla 119,1 milyar TL’ye yükselmiştir.
18. 2017 yılında, emisyon hacmi ve bankaların TCMB nezdindeki serbest mevduat hesap bakiyelerinde görülen
değişim nedeniyle TL likiditesinde 9,3 milyar TL artış görülürken, TCMB işlemleri nedeniyle 3 milyar TL,
kamu işlemleri nedeniyle ise 29,9 milyar TL azalış gerçekleşmiştir
19. 2017 yılında yapılan döviz işlemleri kapsamında;
I - 20 Kasım 2017 tarihi itibarıyla Türk Lirası Depoları Karşılığı Döviz Depoları Piyasasından bankalara
sağlanan 4,1 milyar ABD doları döviz likiditesi karşılığı Türk lirası likiditesinde 15,7 milyar TL azalma
gerçekleşmiştir.
II - Enerji ithalatçısı kamu iktisadi teşebbüslerinin döviz ihtiyacının 6,9 milyar ABD doları tutarındaki kısmının
Hazine ve TCMB tarafından doğrudan karşılanması nedeniyle Türk lirası likiditesinde 25,4 milyar TL
azalma meydana gelmiştir.
20. 6 Kasım 2017 tarihli basın duyurusu ile ROM kapsamındaki döviz imkânına ilişkin üst sınırda ve dilim
aralıklarında değişiklik yapılması TL likiditesinde daraltıcı etki oluşturmuştur.
21. İhracat reeskont kredileri kapsamında 17 Şubat ve 6 Kasım 2017 tarihlerinde yapılan iki ayrı basın duyurusu
yoluyla belirlenmiş tarihler arasında vadesi dolan reeskont kredilerinin geri ödemelerinin Türk lirası
cinsinden yapılabilmesine olanak tanınmıştır.
22. 2017 yılı için belirlenen 15 milyar nominal TL portföy hedefi ççerçevesinde, 2017 yılı başında 13,9 milyar
nominal seviyesinde bulunan APİ portföyü için yıl içinde itfası gelen 2,0 milyar nominal kıymet dikkate
alınarak 3,0 milyar nominal tutarında kıymet alınmış, böylece yıl sonu portföy hedefine ulaşılmıştır.
23. TCMB tarafından 2017 yılı başında döviz kurunda yaşanan oynaklıkların ve ekonomik
temellerden uzaklaşan fiyat oluşumlarının fiyat istikrarı ve finansal istikrar üzerinde yaratabileceği
olumsuz etkileri sınırlamak üzere bir çerçeve ortaya koyulmuştur. Bu doğrultuda, TCMB tarafından;
I - 12 Ocak 2017 tarihinden itibaren bir hafta vadeli miktar yöntemiyle repo ihalesi açılmamıştır.
II -TCMB bünyesinde faaliyette bulunan Bankalararası Para Piyasasında (BPP) Temmuz 2016 tarihinden
itibaren sınırsız olarak uygulanan bankaların borç alabilme limitleri (BAL), 11 Ocak 2017 tarihinden
itibaren toplam 22 milyar TL’ye, 16 Ocak 2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ise toplam
11 milyar TL’ye düşürülmüştür. Ayyrıca, 22 Kasım 2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, söz
konusu limitler sıfırlanmıştır.
III-16 Ocak 2017 tarihinden itibaren gerekli görülen günlerde Borsa İstanbul (BİST) bünyesindeki
Bankalararası Repo/Ters Repo pazarında TCMB tarafından yapılan fonlama tutarının sınırlandırılmasına
başlanmış, 10 Mart 2017 tarihinden itibaren BİST fonlaması bazı günlerde sağlanmamış, 3 Mayıs 2017
tarihinden sonra ise söz konusu kanaldan fonlama yapılmamıştır.
IV-Kotasyon ve repo ihalesi fonlamalarına ara verilmesiyle, bankaların gün sonunda kalan likidite
ihtiyaçları GLP borç verme faiz oranından GLP depo ve repo işlemleriyle limitsiz olarak karşılanmıştır.
2017 yılının genelinde likidite ihtiyacının önemli bir bölümü GLP borç verme oranından karşılanmıştır.
V- GLP uygulamasına başlanmasının ardından bankaların gün içinde likidite yönetimlerini daha etkin bir
şekilde yapabilmesine imkân tanımak amacıyla 6 Mart 2017 tarihinden itibarren, daha önce BAL
kapsamında yer alan Gün İçi Likidite İmkânı (GİL) limitleri için ayrı limit tahsis edilerek, bankalara
BAL’a eşit bir limiti gün içinde kullanma imkânı verilmiştir. Ayrıca, GİL işlemlerinin gün sonunda GLP
işlemlerine mahsup edilmesi (GİL geri ödemelerinin gün sonunda GLP borçlanmasına
dönüştürülmesi) mümkün hale getirilmiştir. Son olarak, 22 Kasım 2017 tarihinden itibaren,
GİL limitleri 21 Kasım 2017 tarihi itibarıyla geçerli olan BAL’ın iki katı olarak belirlenmiştir.
24. TCMB nezdinde gerçekleştirilen TL işlemlerin teminat koşullarının sadeleştirilmesine ve
şeffaflaştırılmasına yönelik teknik çalışmalar 2017 yıllında da devam etmiştir. Bu çerçevede,
11 Ağustos 2017 tarihinden itibaren TCMB nezdindeki piyasalar teminat işlemlerinin ortak bir platform
üzerinden gerçekleştirilmesini amaçlayan Ortak Teminat Projesi kapsamında;
I - BPP’de gerçekleştirilen tüm işlemler (TL depo, GLP depo ve GİL) için kullanılan teminat depoları
bbirleştirilmiştir.
II - BPP işlemlerinde teminata getirilen kıymetler karşılığı kullanılabilecek limitlerin hesaplanmasında,
açık piyasa işlemlerinde olduğu gibi teminatların iskonto edilmesi yöntemi esas alınmaya
başlanmıştır.
2018 Yılında Likidite Politikası ve Operasyonel Çerçeve
25. 2018 yılında TCMB likidite politikası ve yönetimine ilişkin operasyonel çerçeve aşağıdaki şekilde
oluşturulmuştur:
I - TCMB temel fonlama aracının 1 hafta vadeli repo işlemleri olması hedeflenmektedir. Diğer taraftan,
para politikası ve likidite yönetimi çerçvevesinde gerek duyulmayan günlerde 1 hafta vadelirepo ihalesi
açılmayacaktır.
II- Koşulların gerektirmesi durumunda, vadesi 91 günü aşmayacak şekilde; geleneksel yöntemle repo
ihaleleri ve TL depo satım ihaleleri açılabilecektir.
III - Uygun görülmesi halinde geleneksel ihale yöntemi ile bir hafta vadeli “Gün İçi Repo İhalesi”
açılabilecektir. Gün içi repo ihalelerine veerilebilecek toplam teklif miktarı ilan edilen ihale tutarı ile sınırlı olacaktır.
IV - Likidite yönetimi çerçevesinde, Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama Şirketi (HMVKŞ) tarafından ihraç
edilen TL cinsi kira sertifikası karşılığında kotasyon yöntemiyle gerçekleştirilen gecelik vadeli repo
imkânının sağlanması durumunda tüm katılımcılar bu imkândan yararlanmaya devam edecektir.
V - DİBS ve/veya HMVKŞ tarafından ihraç edilen TL cinsi kira sertifikası karşılığında gerçekleştirilen GLP
Repo uygulamasına devam edilecektir.
VI - Gerekli görülen günlerde Borsa İstanbul bünyesindeki BIST Repo-Ters Repo Pazarı ve Bankalararası
Repo-Ters Repo Pazarında faiz koridoru dâhilindeki gecelik faiz oranlarından TCMB tarafından yapılan
fonlama tutarının sınırlandırılması uygulamasına devam edilebilecektir.
VII-TCMB, bünyesindeki Bankalararası Para Piyasasında gecelik vadede borçlanma ve borç verme faiz
oranlarını ilan etmeye devam edecektir. Bankalar ihtiyaç duymaları halinde limitleri ile sınırlı olmak
üzere teminatları karşılığında TCMB borç verme faiz oranından borçlanabilecekler, likidite fazlalığı
oluşması halinde ise limitsiz olarak TCMB borçlanma faiz oranından TCMB’ye TL borç verebileceklerdir.
VIII - TCMB, mevcut uygulamada olduğu gibi GLP borçlanma ve borç verme faiz oranlarını ilan etmeye
devam edecektir. Bankalar, bu çerçevede TCMB’den teminat karşılığı olmak üzere limitsiz olarak
borçlanabilecek ya da TCMB’ye borç verebileceklerdir.
IX - TCMB, likidite operasyonlarına ilişkin bilgi ve sonuçlarını veri dağıtım firmaları aracılığıyla ilan etmeye
devam edecektir.
TCMB, 2017 yılında olduğu gibi, fiyat istikrarına ulaşma amacı doğrultusunda likidite araçlarını uygun bir
bileşimle ve öngörülebilirliği destekleyecek şekilde kullanmaya devam edecektir.
TCMMB’nin, her türlü likidite durumunu dikkate alarak; BIST Repo-Ters Repo Pazarı ve Bankalararası
Repo-Ters Repo Pazarındaki faiz oranlarını kontrol edebilmesi, sistemin fonlama ihtiyacını
yönetebilmesi, likidite yönetimi araç çeşitliliğini ve operasyonel esnekliğini koruyabilmesi için teknik
nedenlerle açık piyasa işlemleri portföyünde yeterli miktarda DİBS veya HMVKŞ tarafından ihraç edilen
TL cinsi kira sertifikası bulundurması gerekmektedir. Bu kapsamda;
I - 2017 yılı için nominal 15 milyar TL olarak belirlenen TCMB açık piyasa işlemleri portföy büyüklüğünün
ilave alım seçeneği saklı kalmak kaydıyla, 2018 yılında nominal 16 milyar TL olarak belirlenmesi,
II - Portföyde bulunan kıymetlerden vadesi 2018 yılında gelecek nominal 5,8 milyar TL’lik kısım dahil,
2018 yılında nominal 6,8 milyar TL doğrudan alım işlemi gerçekleştirilmesi,
III - Doğrudan alım işlemlerinin, TCMB açık piiyasa portföyünün itfa profili, piyasadaki likidite koşulları
ve Hazine Müsteşarlığının iç borçlanma programı dikkate alınarak yıl içerisinde dengeli ve öngörülebilir
bir çerçevede gerçekleştirilmesi, doğrudan alımı yapılacak kıymetlerin alım yapılacak ayın ilk iş günü
saat 10.00’da veri dağıtım firmaları aracılığıyla ilan edilmesi,
IV - Alım ihalelerinin pazartesi, çarşamba ve/veya cuma günleri bir iş günü sonrası valörlü
gerçekleştirilmesi,
V - Her bir ihale tutarının nominal en fazla 150 milyon TL olması,
VI - İhalelere ilişkin diğer hususlarda mevcut düzenlemelerin geçerli olması ile birlikte gerektiğinde her türlü
değişikliğin yapılabilmesi, planlanmaktadır.
< 05.12.2017 diğer haberleri için tıklayınız.