Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, önümüzdeki dönemde G20’nin etkin bir şekilde çalışarak kapsayıcı, güçlü bir ekonomik büyümenin sağlanması adına çaba göstereceğiin belirterek, “Dönem başkanlığımızı tanımlayan 3 kelime; kapsayıcılık, uygulama ve yatırım olacak” dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Başbakanlık Yeni Bina’da Türkiye’nin G-20 dönem başkanlığını devralmasına ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, küresel ekonomik istikrarın sağlanması ve teşvik edilmesi için ülkeler arasında bir gayri resmi görüş alışverişinin ortamının sağlanması gerektiğini belirten Babacan, “G20 gönüllü ve enformel bir oluşum. G20 içerisinde, Türkiye, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Güney Kore, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği alıyor. Üye ülkelerin yanı sıra her yıl dönem başkanlığını yürüten ülke tarafından 5-6 ülke daha toplantılara gözlemci sıfatıyla davet ediliyor” diye konuştu.
-“SİVİL TOPLUMUN GÖRÜŞLERİNİN DE ALINABİLMESİ İÇİN G20 İLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ GRUPLAR OLUŞTURULDU”-
Açıklamasında G20’nin çalışma mekanizmasına da değinen Ali Babacan, çalışma mekanizmalarının iki temel kanal üzerinden yürütüldüğünü bildirdi. Birinci kanalın ülkelerin finanstan sorumlu bakanları ile Merkez Bankası başkan ve başkan yardımcılarının oluşturduğu finans kanalı olduğunu ifade eden Babacan, “Finans kanalında küresel ekonomi altyapı yatırımları, finansal düzenlemeler, uluslararası finansal mimarı, uluslararası vergi ve iklim değişikliklerinin finansmanı gibi konular ele alınıyor. İkinci kanalda tartışılan konular ise; kalkınma, enerji sürdürülebilirliği, yolsuzlukla mücadele, ticaret ve istihdamdır” dedi.
Sivil toplumun katkıları ve görüşlerinin de alınabilmesi için G20 ile ilgili çeşitli grupların oluşturulduğunun altını çizen Ali Babacan, “Bu kapsamda üye ülkelerin özel sektör temsilcileri yani B20, işçi sendikaları yani L20, düşünce kuruluşları yani TT20, sivil toplum kuruluşları yani C20 ve gençlik oluşumları yani Y20 yine G20 süreçlerinde fikri destek vermekte. Bazı toplantılara da katılmaktadır” şeklinde konuştu.
-“TEK BİR ÜLKE BİLE İTİRAZ ETSE O ÜLKE DÖNEM BAŞKANLIĞINA SEÇİLEMİYOR”-
Başbakan Yardımcısı Babacan, G20 ülkelerinin dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 85’ini oluşturduğuna da dikkat çekerek, “Dünya ticaretinin yüzde 75’ini oluşturmakta, dünya nüfusunun da üçte ikisini temsil etmektedir. Küresel kriz öncesi dönemde G20 finanstan sorumlu bakanlar ve merkez bankası başkanları düzeyinde toplantılar düzenliyordu. Bugüne kadar toplam dokuz zirve yapıldı. Bugün itibariyle G-20 dönem başkanlığını üstlenmiş bulunuyoruz. Onuncu zirve de15-16 Kasım tarihlerinde Antalya’da ülkemizde yapılacak. G20’nin daimi bir sekretaryası yok. Her yıl bir ülke dönem başkanlığını üstlenmektedir. G20’de dönem başkanlığı otomatik değil, sırası gelen dönem başkanı olmuyor. Seçilen oluyor. Bu seçim konsensüsle oluyor. Tek bir ülke bile itiraz etse o ülke dönem başkanlığına seçilemiyor.”
-“G20 KONU BAŞLIKLARI”-
Konuşmasında geçen yıl yayımlanan Başbakanlık genelgesiyle G20 dönem başkanlığında ilgili bir yönlendirme komitesinin kurulduğunu da anımsatan Babacan, G20 dönem başkanlığının artık başladığını belirtti. Babacan G20’nin gündemindeki konuları şu şekilde sıraladı:
“-Güçlü sürdürülebilir dengeli büyüme,
-Altyapı yatırımları,
-Finansal düzenlemeler,
-Uluslararası finansal mimari,
-Uluslararası vergi konuları,
-Enerji,
-Ticaret,
-İstihdam,
-İklim değişikliğinin finansmanı
-Yolsuzlukla mücadele.”
“DÖNEM BAŞKANLIĞIMIZI TANIMLAYAN 3 KELİME; KAPSAYICILIK, UYGULAMA VE YATIRIM”-
Önümüzdeki dönemde G20’nin etkin bir şekilde çalışarak kapsayıcı güçlü bir ekonomik büyümenin sağlanması adına bu alandaki çalışmalarını sürdüreceklerini bildiren Ali Babacan, şunları kaydetti:
“G20 Platformu bugüne kadar özellikle küresel krizin ardından çok önemli başarılara imza attı. Kriz zamanında dünyanın en önemli ekonomilerini bir arayaa getirerek ortak hareket etmelerini ve krizin etkilerini azaltmalarını sağladı. Kriz sonrası dönemde ise küresel ekonominin daha sağlıklı bir yapıya kavuşması için gerekli para ve maliye politikalarının belirlenmesinde büyük rol oynadı. Bazı gelişmiş ülkelerde büyüme hala istikrara kavuşabilmiş değil. Bunun yanı sıra bazı ülkelerde de ekonomide artık eskisi kadar hızlı büyüme oranlarını görmüyoruz. Dünyada hala işgücünün milli gelirden aldığı payda giderek düşüyor. Gelişmekte olan ülkelerin hayati sorunlarının çözümünde de maalesef ciddi bir mesafe kaydetmiş olduğumuzu göremiyoruz. G20’nin küresel toplumun tamamının özel bir hassasiyet göstermesi gerektiğine inanıyoruz. Dönem başkanlığımızı tanımlayan üç kelime; kapsayıcılık, uygulama ve yatırım olacak.”
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, G20’nin gündemindeki konuları da anlattı. Güçlü, sürdürülebilir, dengeli büyümenin olabilmesi için bu alanda küresel ekonominin karşılaştığı çeşitli riskleri ele alarak bunlara çözüm üreteceklerini billdirdi. Ekonomideki durgunluğun yoğun bir şekilde tartışıldığını ve durgunlukla mücadelede yatırım ve tüketim talebinin artırılması gerekliyken, diğer bir görüşle arz yönlü önlemler ve yapısal reformların ön plana çıkarılması gerektiğine de dikkat çeken Babacan, “Bizde bu tartışmayı daha da ön plana almayı düşünüyoruz” dedi.
-“YİNE FAİZSİZ FİNANSMAN MODELLERİ KONUSUNDA IMF’NİN GENİŞ ÇAPLI BİR ÇALIŞMA BAŞLATACAĞINI KONUŞTUK”-
Alt yapı yatırımları konu başlığını da Babacan şu şekilde ele aldı:
“2008 yılındaki büyük ekonomik krizi ardından dünyada ciddi bir yatırım ve alt yapı açığı oluştu. Bugün bırakın gelişmekte olan ülkeler veya az gelişmiş ülkeleri gelişmiş ülkelerin dahil bazı şehirlerine gittiğinizde alt yapının artı dökülmekte olduğunu görüyorsunuz. Özelikle gelişmiş dünyada bu ciddi bir sıkıntı olarak su yüzüne vurmaya başladı ve artık gelişmekte olan ülkeler içinde alt yapı yatırımları tartışılmaz bir konu. İşte bunun için ülkelerin yatırım stratejilerini oluşturmalarını istiiyoruz. Yani her ülke önümüzdeki dönemde bir yatırım stratejisi geliştirsin, önceliklerini belirlesin bunu kamu düzeni ortaklığıyla mı yapacak? Kendi bütçesiyle mi yapacak? Nasıl olacak bunun planını, programını takvimini hazırlasın istiyoruz. Çükü koordineli bir şekilde verimli yatırımlar yapılırsa büyümeye katkısı çok çok oluyor. Maalesef her türlü alt yapı yatırımı verimli olmayabiliyor. Dünya Bankası'ndan ve IMF’den bu konuda çalışmaları istedik şu an itibariyle ve özellikle kamu- özel iş birliği konusunda Dünya Bankası'nın standart modüller oluşturması, standart modüllerde hazırlanan kamu-özel ortaklığı projelerinde sermaye piyasalarından daha kolay standardize edilmiş menkul kıymetlerle finanse edilmesine yönelik bir çalışmayı dünya bankası 2 ay önce başlatmış durumda. Yine faizsiz finansman modelleri konusunda IMF’nin geniş çaplı bir çalışma başlatacağını konuştuk. Riski daha çok paylaşan ve ortaklık kültürüne dayalı bir modelin alt yapı yatırımları içinde özel sektör yatırımlarrı içinde önemli olduğunu düşünüyoruz.”
-“2010 KOTA VE YÖNETİM REFORMUNU TAMAMLADIK”-
Finansal düzenlemelerin zamanında ve tam olarak sonuçlanmasının çok önemli olduğunun altını çizen Babacan, “Bu düzenlemeler yakın bir zamanda bitecek ama uygulama çok çok önemli. Bu finansal düzenlemeleri yapıyoruz bunun sahada uygulanması, dünyanın en büyük finans kuruluşları tarafından bu düzenlemelere uyuluyor olması, ülkelerin bu düzenlemeleri iç mevzuatlarına uygulamaya başlaması çok çok önemli olacak” dedi.
Babacan, uluslararası finansal mimari konusundaki en önemli konulardan bir tanesinin de Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu gibi kuruluşların hisse yapısı olduğunu belirterek, “2010 Kota ve Yönetim Reformunu tamamladık. Yaklaşık 130-140 ülke kendi parlamentosundan geçirdi. Sadece ABD kongresinden geçirmemiş durumda ve bu yılın sonuna kadar en üst düzeyde Başkan seviyesinde de en son yapılan G20 toplantılarında ifade ettiler. Bunun olmaması durumunda da alternatif yollara bakacağız ama bburada önemli olan bu reformun ruhunun aynen korunması. Uluslararası finans kuruluşlarının, kaynaklarının çoğaltılması, izleme mekanizmasının geliştirilmesi bu başlık altındaki en önemli konular” diye konuştu.
-“GEREKLİ ALT YAPI YATIRIMLARININ YAPILMASINI SAĞLAMAK ÖNEMLİ GÜNDEM MADDEMİZ”-
Başbakan Yardımcısı Babacan, G20’de üzerinde durulacak konuların bir kısmını da şu şekilde özetleyerek anlattı:
“-Uluslararası vergi konuları: Matrah aşındırma ve kar kaydırma projesi gibi projeler var. Düşük gelirli gelişmekte olan ülkelerin sorunlarının da bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz.
-Enerji: Enerji sürdürülebilirliği konusunda önceliğimiz dünya çapında enerjiye erişimin Kolaylaştırılması ve artırılması olacak. Dünyada güvenilir enerjiye erişimi olmayan 1 milyar 300 milyon insan var. Bu sayının azaltılması için önlem alınması ve bunun yapabilmek içinde gerekli alt yapı yatırımlarının yapılmasını sağlamak önemli gündem maddemiz.
-Uluslararası ticaret: Son dönemde görüllen önemli olgulardan bir tanesi de büyümenin itici gücünden bir olan dünya ticaret hacminin kriz öncesine kıyasla ciddi şekilde azalması. Dünya ticareti her sene yüksek oranlarda artarken kriz sonrasında dünya ticaretindeki artış maalesef düşük seyretmekte, burada ticaretin serbestliğinin artması korumacı önlemlere kayılmaması bizim en önemli konumuz, yani ticaretin daha rahat olması ve korumacılık gibi yanlış uygulamalardan ülkelerin uzak durması. Eğer hep beraber daha açık, daha rahat, daha serbest bir ticaret için dünya hareket ederse bundan herkes kazanıyor, tüm dünyanın büyüme oranı artıyor. Herkes kendi içine kapanırsa herkes gümrük duvarını yükseltirse sonuç itibari ile bundan herkes zarar görüyor. Gümrük duvarının yükselten ülkelerde de o ülkenin halkı daha kötü malı daha pahalıya satın alıyor. Popülizm maalesef bazı ülkeleri yanlış yönlere itebiliyor. Bunu yaparken Dünya Ticaret Örgütü başta olmak üzere, uluslararası kuruluşların katkıları önemli ve bölgesel anlaşmaların çok taraflı ticaret sistemiyle uyumu da son derece önemli.
-İstihdam: Burada daha çok ve daha kaliteli istihdam oluşturulması önceliğimiz, bu kapsamında G20 ülkelerinin ortaya koyduğu istihdam eylem politikalarının uygulanması için çalışacağız, özellikle kadın ve genç istihdamının artırılması için gayret sarf edeceğiz. İstihdamsız büyüme diye bir kavram maalesef dünyada şu anda yerleşmiş durumda. Bakıyorsunuz büyüme var hatta bazı ülkelerde işsizlik düşüyor gibi görünüyor iş gücüne katılım konusunda ciddi bir zayıf tablo söz konusu.
-İklim değişikliğinin finansmanı: Bu konuda düşük gelirli gelişmekte olan ülkelerin sorunlarına öncelik vereceğiz ve bu alanda iklim fonları arasındaki uyum ve işbirliğini güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapacağız.
-Kalkınma: Bu konu en fazla önem verdiğimiz konulardan biri. Kalkınma konusunu gündemimizin merkezine koyacağız. Kalkınmada önemli bir yeri olan alt yapı yatırımlarının desteklenmesi amacıyla çalışmalar yapacağız. Gıda güvenliğine önem vereceeğiz. Süründürülebilir gıda güvenliği sistemlerinin geliştirilmesi için çalışma yapacağız ve Türkiye aslında gıda güvenliği ve beslenme çerçevesini uygulamaya sokan ilk dönem başkanı olacak.
-Yolsuzlukla mücadele. Bu alanda sürdürülmekte olan G20 çalışmalarını devam ettireceğiz ve 2015-2016 yolsuzlukla mücadele eylem planının etkin bir biçimde hayata geçirilmesinin takipçisi olacağız. Bu kavram gelişmiş olan yâda gelişmekte olan ülkelerde az ya da çok bir gerçek ve bununla mücadelenin küresel ölçekte devam etmesi gerekir.”
< 01.12.2014 diğer haberleri için tıklayınız.