Sodexo Entegre Hizmet Yönetimi CEO’su Ahmet Zeytinoğlu, Türkiye’de toplu yemek sektörünün çok hızlı bir gelişme gösterdiğini söylüyor. Gıda güvenliğinin sektörün geneline yayılması ve anlaşılması, daha şeffaf bir hijyen sisteminin oluşturulması ile sektör
Türkiye’de Sodexo çatısı altında iki farklı alanı bulunuyor. Bunlardan birisi Avantaj ve Ödüllendirme Sistemleri olarak adlandırılan yemek kartı firması. Diğeri ise temizlik, teknik bakım, bordrolama, otopark yönetimi gibi alanlarda faaliyet gösteren Entegre Hizmet Yönetimi.
Sodexo bu iki alanda 72 ülkede 460 bin çalışanıyla 20.7 milyar euroluk büyüklüğe sahip. Şirket cirosunun yüzde 55’ini yerinde yemek hizmetleri, yüzde 45’ini entegre hizmetler oluşturuyor.
Sodexo Entegre Hizmet Yönetimi CEO’su Ahmet Zeytinoğlu, Türkiye’de toplu yemek sektörünün çok hızlı bir gelişme gösterdiğini ifadediyor. Hatta, “Bundan 10 yıl önce çelik tabldotta servis yapan sektör, şimdi porselen tabaklarda hizmet veriyor” diyor.
Toplu yemek sektöründeki maliyet, hijyen, merdiven altı yemek üretiminin zararları, entegre hizmet sektörünün gelişimi üzerine konuştuğumuz Zeytinoğlu’nun görüşleri şöyle: “Geçmişte dört kap yemek ve yanında bir içecek verilirken şimdi 40 hatta 50 çeşit alternatif sunuluyor. Şirketler çalışanlarına günlük ücretini ödeyip, mutfağını bize emanet ediyor ve menüyü geniş tutmamızı istiyor. Geçmişte iki farklı menü arasında tercih yapmak zorunda kalan çalışanlar artık A’dan Z’ye ne isterse ulaşabiliyor. Gelişen sektörle birlikte çeşit ve kalite artıyor, maliyetler düşüyor. Bununla birlikte sektörün daha gidecek çok yolu var. Gıda güvenliğinin sektörün geneline yayılması ve anlaşılması, çalışan memnuniyetine verilen önemin artması kritik gelişim noktalarını oluşturuyor. Daha şeffaf bir hijyen sistemiyle, farkındalığa sahip müşterilerle sektörün ileriye gideceğine inancım tam.” “Ülkenin ekonomik durumu sektörün gelişimi ile doğru orantılı bir tablo meydana getirse de, sektörün günümüzdeki ekonomik sıkıntılarla mücadele edecek gücü olduğunu düşünüyorum. Ancak bu noktada müşterilerimize çok iş düşüyor. Şu anki kriz ortamında maliyetleri azaltma ihtiyacı ile merdiven altı firmalara yönelmeleri sektörümüzün son 10 yılda kat ettiği gelişimi kaybetmesine neden olacaktır. Yemek sektöründe menünün içeriği, fiyatını tümüyle değiştirebiliyor. Mesela haftada 5 gün et olursa farklı, 3 gün et olursa farklı bir fiyat ortaya çıkıyor, ancak son zamlarla birlikte ortalama bir menünün 12 TL’nin altında olmaması gerektiğini söyleyebilirim. Tabii ki enflasyonla birlikte temel gıda malzemelerinin de her geçen gün zamlandığını hatırlatmak isterim. Yılbaşından beri gıdaya gelen ortalama maliyet artışı yüzde 30-35 civarına ulaştı. Ekonomik şartlar zor ancak biz büyümeye devam ediyoruz. Son dört yılda 3,5 kat büyüdük. 2018-2019 döneminde yaklaşık yüzde 30’luk bir büyüme bekliyoruz. Ekonomik şartlar ne olursa olsun işinizi doğru yaptığınız sürece başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz. Yeni projelerimiz dijitalleşme üzerine kuruluu, bunun yanında bina yönetimi, teknik bakım gibi sektörlere de yatırım yapıyoruz. Eğitim standartlarını yükselterek ilerliyoruz.”
< 22.11.2018 diğer haberleri için tıklayınız.