Matriksdata Logo

Matriksdata Banner

Pandemi döneminde belirli aralıklarla kapalı kalan işyerleri, artan maliyetlerini tam açılmayla birlikte fiyatlara yansıttı

Salgın kaynaklı kısıtlamaların kaldırılması sonrasında perakendede zam sağanağı başladı. Başta yeme içme sektörü olmak üzere giyim ve ayakkabıdan konaklamaya, beyaz eşyadan elektronik ürünlere perakendenin hemen her noktasında yüksek oranlarda fiyat artışlarına gidildi. Zam oranları, son kapanmanın yaşandığı geçen aralık ayından bu yana giyimde yüzde 20’yi, restoran ve kafelerde yüzde 30’u, konaklamada yüzde 40’ı aştı. Hammadde ve yarı mamül girdileri ile işçilik, kira ve lojistikte yaşanan maliyet artışlarının tamamının fiyatlara yansıtılmadığına işaret eden sektör temsilcileri, oluşan farkların önümüzdeki dönemde de etiketlere yansımasının kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Geçen yıl aralık ayında başlayıp belirli dönemler halinde mayıs sonuna kadar devam eden tam kapanmanın tüketiciye faturası ağır oldu. Haziran ayıyla birlikte kepenklerin açılmasıyla zamlar konaklamada yüzde 40, yeme içme sektöründe yüzde 30, hazır giyimde yüzde 20’yi aştı. Serpme kişi başı kahvaltı 90 TL’den 130 TL’ye çıktı. Bodrum’un lüks mekanlarında bir lahmacuna 110, dürüme 400 liraya yakın hesap ödendi.

Salgında kapalı kalınan dönemde birçok sektörde yaşanan ciro kaybı ve artan hammadde fiyatları 1 Haziran’da başlayan açılmalar ile birlikte tüketiciye zam olarak yansımaya başladı. Aralıklarla 6 ay süren kapanma dönemi sonrası restorana, mağazaya ya da bir teknoloji marketine giren tüketiciler yüksek fiyatlarla karşılaştı. Yeme içme sektöründe yüzde 30’a kadar çıkan zam oranı hazır giyimde yüzde 20, konaklamada ise yüzde 40’ı aştı. Üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasındaki makasın hala açık olduğunu dile getiren sektör temsilcileri, hammadde fiyatlarında düşüş olmadığı takdirde bir çok sektörde zam dalgasının devam edeceği uyarısında bulundu.

15 ay boyunca yiyip içmedik

Geçtiğimiz dönemde salgının etkilerinin en ağır hissedildiği sektörlerden biri yeme-içme sektörü oldu. Restoran ve kafeler salgının başladığı 2020 Mart ayından bu yana 15 aya yakın kapalı kaldı. Sektör şirketleri bu dönemde toplam cirolarının yüzde 5’ini geçmeyen online servis ve gel-al hizmeti verdi. Geçen sürede girdi fiyatlarının yüzde 40’a kadar arttığını dile getiren sektör temsilcileri, açılma ile birlikte bunun sadece yüzde 20’sini fiyatlara yansıtabildiklerini anlattı.

KDV indirimi devam etmezse…

Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl, maliyetlerin son bir yılda yüzde 40’a varan artışı nedeni ile bazı firmaların yüzde 10-20 arası zam yaptığını kaydetti. Bingöl, “Pazar gününün açılması sayesinde cirolarda artış yaşanacağı için yeni bir zam dalgası gerçekleşmesini beklemiyoruz” dedi. Öte yandan sektörde bu ay sonuna kadar uzatılan KDV indirimi uygulaması da merakla bekleniyor.

Bingöl, KDV indiriminin devam etmemesi halinde aradaki fark olan yüzde 7’lik oranın da fiyatlara zam olarak yansıtılacağını belirtiyor. Fiyat artışlarına rağmen yeme içme sektöründe işler düzeliyor. Başta bahçeli mekanlar olmak üzere sektör işletmelerinin yarısından fazlasının salgın öncesi ciroları yakaladığı belirtiliyor.

Kahvaltı yüzde 50 zamlandı

En fazla talep gören yerler ise kahvaltının da dahil olduğu işletmeler. Kaşıbeyaz Lezzet Grubu Başkan Vekili Murat Kaşıbeyaz, artan gıda enflasyonu nedeni ile maliyet baskısı altında olduklarını anlattı. Geçen sene de aynı dertten mustarip olduklarını ama bunu fiyatlara yansıtamadıklarını dile getiren Kaşıbeyaz, “Direnme gücümüz vardı. Şu an ise hiçbir işletmenin artan fiyatları menüsüne yansıtmama gibi şansı yok. Pandeminin hizmet sektörüne darbesi sektörün direncini de kırdı. Pandemiden önce serpme kişi başı kahvaltı 90 TL’yken, bugün 130 TL’ye çıktı. Bu da yüzde 50 zam anlamına geliyor ki bu şu an bütün mekanlar için geçerli olan bir durum” ifadelerini kullandı.

Gıda enflasyonu yüzde 35

Happy Moon’s Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aymutlu, gıda maliyetlerinin ciddi şekilde arttığını ve gıda enflasyonunun yüzde 35’e kadar yükseldiğini anlattı. Bunun da yemek maliyetlerini artırdığını kaydeden Aymutlu, “Biz menülerimize bunu yansıtmadık. Ancak, piyasa bu noktalarda kalır ise bu yükü daha fazla taşıyamaz ve istemesek de eylül ayında yani kış menümüzde bir fiyat ayarlaması yapabiliriz. Onu da yine kimseyi çok zorlamayacak şekilde yapmaya özen gösteriyoruz. Gıda maliyeti yüzde 30-35 bandında artarsa, biz bunu menülerimize en fazla yüzde 10 yansıtırız” ifadelerini kullandı. Geride bıraktığımız dönemde döviz kurundaki artışlar, lojistik, işçilik maliyetleri derken üreticinin maliyetlerinin de arttığına dikkat çeken Aymutlu, bu artışların sektöre etkisinin çok daha yüksek oranda yansıdığını dile getirdi.

50 TL’ye marka tişört kalmadı

Geçen yıldan bu yana düşen satışlardan mustarip olan başka bir sektör ise hazır giyim oldu. Yılın önemli bir kısmını kapalı geçiren işletmeler diğer taraftan da hammadde sorunu ile baş etmeye çalıştı. Başta pamuk olmak üzere en çok kullanılan girdilerde yüzde 80’i aşan fiyat artışı ile karşılaşan sektör, diğer taraftan da uzayan termin süreleri nedeniyle sıkıntı yaşadı. Markalar da artan maliyet artışlarını fiyatlara yansıtmaya başladı. Türki

ye’de yüzlerce mağazası olan Inditeks Grubu markaları yeni sezonu yüzde 30 zam ile açtı. Yerli yabancı birçok markada benzer oranlarda fiyat artışı yaşandı. Bazı markalarda 50 TL’ye tişört bulmak artık zorlaştı. Spor ayakkabıda ise bin TL sınırı çoktan aşıldı. Geçen yıl en fazla satılan modeller arasında yer alan Nike Air Force 1 fiyatı 600-700 TL bandında iken bu yıl artan kurun da etkisi ile bin TL’yi geçti. Yine Adidas Stan Smith ise 700 TL bandından bin TL’ye kadar çıktı.

Maliyeti perakendeci sırtladı

Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel, üretici fiyatları endeksi ile tüketici fiyatları endeksi arasındaki farkın açıldığını ve haziran ayı itibari ile yüzde 38’i aşan maliyetlerin sadece yüzde 15-20’sini fiyatlara yansıtabildiklerini söyledi. Aradaki farkı fiyatlara yansıtamadıklarını belirten Öncel, bu maliyetin perakendecinin sırtında kaldığını anlattı. Öncel, “Döviz arttı. Türkiye’de yaptırdığımız mallar hep döviz bazlı. Üretici döviz ile fiyat veriyor” ifadelerini kullandı. Yine söz konusu fiyat artışlarına rağmen satışların gayet iyi gittiği bilgisini veren Öncel, geçen yıl haziran ayına göre satışların markaya göre yüzde 30-70 arttığını bildirdi.

Mutfakta yeni dalga beklentisi

Türkiye’nin bazı alanlarda üretici bir ülke olmamasının sıkıntısını yaşadıklarını anlatan Züccaciyeciler Derne

ği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz de başta çelik ve plastik olmak üzere önemli girdi kalemlerinde yüksek fiyat artışları ile karşılaştıklarını anlattı. Mutfak gereçlerinde pandemi döneminde hammadde fiyatlarına bağlı olarak yüzde 50’nin üzerinde artış yaşandığını dile getiren Öksüz, “Şimdi bir zam dalgası daha yaşanacak. Tüm mutfak ürünlerinde yüzde 30-50 arasında zam bekliyoruz. Ne yazık ki hammadde fiyatlarında bir dengelenme olmazsa artış devam edecek” açıklamasında bulundu.

Mobilyayı hammadde tetikledi

Pandemi döneminde evde fazla vakit geçirilmesinin de etkisi ile satışlarını belli oranlarda artıran nadir sektörlerden biri mobilya sektörü oldu. Ancak konteyner krizi, tedarik sıkıntısı ve artan hammadde fiyatları nedeni ile mobilya sektörü de son ürün fiyatlarında artışa gitmek zorunda kaldı. 2020’nin son çeyreğinden bu yana fiyatlar yüzde 30’a yakın arttı. Mobilya Sanayi İşadamları Derneği Başkanı Nuri Gürcan, “Bütün sektörlerde olduğu gibi mobilya sektöründe de fiyat artışı var. Ama bizim buradaki ana nedenimiz karaborsaya düşen hammadde oldu. Fiyatlardaki artış, hammadde sıkıntısının çözümüne bağlı ki geçtiğimiz günlerde ihracata düzenleme getirildi. Eğer bu sorun çözülürse, fiyatlar şu anki oranlarda kalır. Yoksa fiyat artışlarıyla karşı karşıya kalabiliriz” şeklinde konuştu.



< 24.06.2021 diğer haberleri için tıklayınız.

KVKK | Çerez Politikası | Aydınlatma Metni | Cookie Seçeneklerini Güncelle