TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın (MMO) düzenlediği Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi, bugün Adana’da Çukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisi’nde başladı. Üç gün sürecek olan kongrenin açılış konuşmaları MMO Adana Şube Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Atıcı, EMO Adana Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mak, Çukurova Üniversitesi Rektör Yardımcısı Hasan Fenerci ve MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar tarafından yapıldı.
MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber ÇAKAR açılış konuşmasında özetle şunları söyledi:
“Otomasyon ile elektronik, bilişim teknolojilerinin olağanüstü bir hızla gelişmesi ve kârlılığı belirleyen temel bir etmendir. Ancak bu durumun, üretimdeki emek gücü payının düzenli olarak düşmesini beraberinde getirdiğini belirtmek gerekir. Zira bu gelişmeler, mavi yakalıdan beyaz yakalıya dek insanların ve tecrübelerinin değersizleştiği şeklindeki haklı bir kaygıya yol açmakta ve işsizleşme olgusuyla örtüşmektedir. Bu noktada konu, tarihsel olarak, bilimsel teknik gelişmelerin, emek gücü ve insanlığın toplumsal refahı doğrultusunda nasıl kullanılacağı sorununda düğümlenmektedir.
Günümüzde büyüme ile sanayileşme, kalkınma, gelir dağılımı, istihdam ile refah ve aynı şekilde verimlilik ile istihdam arasındaki bağlar tamamen kopmuş durumdadır. Sanayide son 15 yılda emek verimliliği artışı % 70 gibi hayli yüksek bir oranda gerçekleşmiş ancak reel ücretler gerileme seyri izlemiştir. Yaratılan katma değerin kâr, faiz ve ücret dağılımında ücretlerin payı azalmakta, kârlar ve faiz ödemelerinin payı ise artmaktadır.
Refah devleti anlayışına uygun birikim modelinden vazgeçildi
Günümüzde, refah devleti anlayışına uygun birikim modelinden, az gelişmiş ve orta gelişmiş ülkelerdeki kütlesel üretim-kütlesel tüketim temelinde yürüyen Fordist üretim ve istihdam rejiminden vazgeçilmiştir. Bunun yerine yüksek teknolojiye dayalı sanayi üretimini ve finansal organizasyonları merkezde tutan; kirli, hantal ve katma değeri düşük sanayi üretimini az ve orta gelişmişliktteki ülkelere kaydıran bir model benimsenmiştir. Esnek üretim ve esnek istihdamı esas alan, böylece emeğin örgütlenme koşullarını güçleştiren, üretim süreçlerini parçalayarak bir üretimin çeşitli bölümlerinin değişik ülkelerde yapılmasını sağlayan yeni bir birikim ve sömürü modeline geçilmiştir.
Bu husus “Ulusal İstihdam Stratejisi” belgesinde, “Çeşitli malların küçük ölçekli üretildiği, talebin üretimi yönlendirdiği, işletme ve fabrika ölçeğinin küçüldüğü, istihdamın daha esnek ve güvencesiz hale geldiği, çalışma ilişkilerinin çeşitlendiği, yerel ya da bireysel ücret pazarlığının ağırlık kazandığı, farklı işler yapan vasıflı ve heterojen işgücünün bulunduğu Post-Fordist üretim tarzı günümüzde ağırlığını artırmaktadır” şeklinde açıklanmıştır. Bu gelişmelerin, ülkemizde fabrikasyon süreçlerinde % 20’ler civarında olduğu söylenen otomasyonun gelişmesini de sınırlayacak bir yönelimi beraberinde getireceği açıktır.
İşgücü istihdamı azaltılıyor, mühendisin işlev ve iradesi minimize ediliyoor
Bu üretim ve istihdam biçimleri, ulusal mal ve hizmet piyasalarının serbestleştirilmesi, uluslararası sermaye hareketlerinin önündeki kısıtların tamamen kaldırılarak uluslararası finans ağ ve organizasyonlarına eklemlenmesi ile eşliğinde şekillenmektedir. Bu yönelim içinde, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin küresel ölçekli sermayenin ‘tek hukuk’ sistemine dahil edilmesinde önemli mesafeler kat edilmiştir. Bu süreçle uyumlu olarak uygulanan özelleştirme politikaları ile ulusal üretim yeteneğimiz aşındırılmış, emek ve üretim piyasalarında tam anlamıyla bir kuralsızlaştırma (de-regülasyon) yani serbest piyasa/pazar işleyişi egemen kılınmıştır. Amaç kârın azamileştirilmesi, ücretlerin düşürülmesi, işgücü istihdamının azaltılması ve buna koşut olarak mühendisin işlev ve iradesinin minimize edilmesidir.
Şurası çok açık ki, üretim süreçlerinde mutlaka gerekli olan planlamayı parçalayan, toplumsal istihdamı azaltan, insan emeğini değersizleştirerek çalışma yaşamının dışına atan bir üüretim, mekanizasyon, otomasyon ve sanayileşme tarzını önleyici tedbirler ile kamusal merkezi bir planlama ve denetim gerekmektedir. Kısaca, emeği, mühendisliği, bilimi, tekniği, otomasyonu, sanayileşmeyi, insanca kılmak; toplumsal refahı bütün insanlık için egemen kılmaya yönelik olarak üretmek ve kullanmak gerekmektedir.”
< 14.05.2015 diğer haberleri için tıklayınız.