Asgari ücretin yılın başından itibaren 1.300 liraya yükseltilmesi, geçen üç aylık dönemde beklentilerin aksine genel ücret düzeyinde belirgin bir artışa yol açmazken, etkileri itibarıyla tartışmaların içeriğini de farklı boyuta taşıdı. İşçi sendikalarına göre, asgari ücretteki yüzde 30’luk artış henüz ortalama ücretlere yansımadı. İşveren sendikaları da üyelerine yaptıkları duyuruda, asgari ücretin üzerinde ücret alan çalışanların ek zam taleplerinin karşılanmamasını istedi. Öte yandan ücret makasının daralmasının iş yerlerinde huzursuzluğa yol açtığı, ayrıca emek yoğun sektörlerden tekstilde bazı firmaların üretimlerini servis ve yemek gibi maliyetlerin daha düşük olduğu Anadolu’ya kaydırdıkları belirtiliyor. Asgari ücretin yüzde 30 artırılarak 1300 liraya yükseltilmesiyle ilgili tartışmalar hala sürüyor. Bazı iş dünyası örgütleri ve iş adamları artıştan sonra yeni işe alım planlarını ertelediğini hatta işgücünde küçülmeye gittiğini söylüyor. Ancak söz konusu artışın toplam ücretler üzerindeki etkisi beklenildiği kadar büyük olmadı. Siyasi partilerin vaatlerini açıkladığı tarihlerde asgari ücretteki artışın tüm ücretler üzerinde domino etkisi yaratacağı konuşulmuştu. İşletmeler ise taleplere rağmen asgari ücret üzerinde maaş alanların ücretlerinde anlamlı bir iyileşmeye gitmedi. Böylelikle asgari ücret ortalama ücrete daha da yakınlaşmış oldu. Bu durum kısa vadede çok büyük sorun yaratmasa da orta vadede iş yeri barışı açısından büyük sorunlara yol açabilir.
96 % İŞE ALIM POLİTİKASI AYNI KALACAK ŞİRKETLER 8.75 % 2016 İÇİN ORTALAMA ÜCRET ARTIŞI BEKLENTİSİ
Deneyimli ve belirli becerilere sahip işçilerin aldığı ücret ile vasıfsız işçiler için belirlenen asgari ücret arasındaki makasın daralmasının sürdürülebilir olmayacağı belirtiliyor. Birçok sektörde işçiler arasında huzursuzluklar artıyor. Uzlaşma olmaması durumunda geçen yılın mayıs ayında otomotiv sektörünün geneline yayılan grev dalgasının tekrarlanması riski bulunuyor.
Öte yandan tekstil gibi asgari ücretin yaaygın olduğu ve emek yoğun sektörlerde işten çıkarmaların yaşandığı belirtiliyor. Asgari ücretin genel ücret seviyesini en azından kısa vadede düşünüldüğü kadar yükseltmemesi ve yaşanan istihdam kayıpları talep koşullarında beklenen iyileşmenin yaşanmasını engelleyebilir. Bu da jeopolitik risklerin dış talebi kısıtladığı bir ortamda iç talepten gelecek katkının sınırlı olmasına yol açabilir.
DİSK’e göre ücretlerde artış yok
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, asgari ücret zammından sonra bu seviyenin üzerinde maaş alanların ücretlerinde bir düzeltme olmadığını aksine var olan hakların geri alınma girişimleri olduğunu kaydetti. Çerkezoğlu, “Toplu iş sözleşmelerinin uygulandığı yerlerde işverenler asgari ücret artışı gerekçe göstererek, bazı sosyal hakları ve artış oranlarını geri çekme girişiminde bulundular. Tekstil, metal ve kimya iş kollarında bu sorunları yaşıyoruz. Ancak şimdiye kadar bu tarz girişimler başarılı olmadı. Özellikle metal iş kolu karlılığın en yüksek olduğu sektörlerrden birisi, dünya karşılaştırmalarında da karlılık oranları oldukça iyi. Burada belirli bir bölüşüme gitmek zorundalar” dedi. Çerkezoğlu’na göre asgari ücret artışının ardından ücretleri asgari ücrete göre belirlenen taşeron işçilerinde de hak kayıpları yaşandı. Sözleşmelerde maaşlar asgari ücrete yüzde 10-20 fazlası gibi oranlarla belirlenirken, artış gerekçe gösterilerek oranlarda indirimlere gidildi.
İşverenler artış taleplerine sert bir şekilde karşı çıkıyor
Asgari ücret dışındaki ücretlerin yükselmesine en sert karşı çıkan kurum, Metal İşverenleri Sendikası (MESS) oldu. Sendika hem üyelerine yaptığı uyarılar hem de gazetelere verdikleri advertorial’lar ile asgari ücretin üzerinde maaş alan işçilerin ek zam taleplerinin karşılanmamasını istedi. Sendika üye iş yerlerine yaptığı çağrıda “Devleti- mizin ve hükümetimizin ka ararıyla kanuni asgari ücrete yapılan yüksek zammın işyeri ortalamasını tüm işçiler lehine yükselttiğinin ve hatta aynı işi yapan işçiler arasın- daki ücret makasınnın kapat tıldığı- nın ilk derece amirlerden başlayarak tüm yöneticiler tarafından anlatılmasının sürecin yürütülmesi bakımından yararlı olacağı değerlendirilmektedir. Bu nedenle yeknesaklığı sağlamak için TİS dışında farklı uygulama yapıl maması hususu önemle rica olunur ifade- lerini kullanmıştı. TÜRKİY YE Me- tal Sanayicileri Sendikası Başkanı Mehmet Celal Betil de “Mevcut artışlar üzerine olası yeni taleplerin sürdürülebilir iş faaliyetleri üzerinde olumsuz etkileri olacaktır” açıklaması yapmıştı. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Yağız Eyüboğlu da ücret artışının ardından doğu Avrupa ülkeleriyle rekabette zorlanmaya başladıklarını söylemişti.
Tekstilci Anadolu’ya kayıyor
Asgari ücretin en yaygın olarak kullanıldığı sektör tekstil sektörü. Söz konusu artış da beklenildiği gibi en fazla bu sektörü etkiledi. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Şeref Fayat da sektörde artışın ardından yoğun işten çıkarmalar olduğunu kaydetti. Asgari ücretteki artışşın toplam maliyetlerini yüzde 10 yukarı çektiğini aktaran Fayat, bu artışın etkilerini azaltmak için diğer giderlerin kısılması yoluna gittiklerini söyledi. Fayat, büyük kentlerde işçinin servis ve yemek maliyetinin daha fazla olduğuna dikkat çekerek, “İstanbul’da servis ücreti Anadolu’dan 3 kat fazla. Yemek de yüzde 50 civarı pahalı. İşveren ‘Madem asgari ücret ödeyeceğim, bari diğer maliyeti kısayım’ diyerek teşvikli bölgelere yöneldiğinden büyük kentlerde daha fazla işten çıkarma oluyor” diye konuştu. Öte yandan bazı iş yerlerinin asgari ücretteki artışı gerekçe göstererek işçilerin yemek ücretlerinde kısıntıya gittiği belirtiliyor.
Piyasa koşulları ortalama ücretleri yükseltecektir
Betam Başkanı m Seyfettin Gürsel, asgari ücret”artışının” sadece asgari ücret alanları değil, bin ila bin 300 lira arasında ücret alanları da etkilediğini vurguladı. Bunun da ortalama ücreti bir miktar daha yukarı taşıdığını aktaran Gürsel, “Elimizde veriler olmadığından bu seviyenin üstünde maaş alanlarrın ücretlerinde ne derece iyileştirme yapıldığını ya da yapılıp yapılmadığını söylemek zor. Ancak ilk aşamada düzeltme yapılmaması durumunda dahi piyasa koşulları içinde vasıflı işçiler ile asgari ücret alanlar arasında makasın tekrar açılacağını söylemek mümkün. İşletmeler istemese dahi ücretler bir şekilde yükselecektir” dedi. Gürsel, artışların bir miktar enflasyon baskısı yaratacağını, başta hizmet olmak üzere ücretlerin düşük olduğu sektörleri olumsuz etkileyeceğini düşündüğünü aktardı.
TOWERS WATSON: İŞE ALIM POLİTİKALARI DEĞİŞMEDİ
Uluslararası danışmanlık şirketlerinden Towers Watson’ın şubat ayında yayınladığı “Asgari Ücret Araştırması” raporunda asgari ücret artışı sonrasında şirketlerin ücret politikalarında ayrıştığı görülmüştü. Araştırmaya katılan 159 şirketin yüzde 38 artış sonrası bütçelerini güncelleyeceğini belirtirken, yüzde 25’lik bir kesim ise aynı bütçeyle yoluna devam edeceklerini, yüzde 37’si ise henüz karar vermediklerini aktarmıştı. Şirketlerin 2016 için ortalaama ücret artışı beklentisi yüzde 8 civarındayken, asgari ücret artışı sonrası beklenti yalnızca yüzde 8.75’e çıkmıştı. İşverenlerden gelen itirazlara karşında şirketlerin %96’sı işe alım politikalarında değişikliğe gitmeyeceklerini belirtti. Towers Watson Ücret Araştırmaları Yöneticisi Kerem Tuzlacı, ücretlerdeki domino etkisinin kısmi olarak gerçekleşeceğini beklediklerini söyledi. Bununla birlikte etkilerin piyasa uygulamaları açısından 2017 yılına da sarkabileceğini kaydetti.
ÖNCÜ GÖSTERGELER KARIŞIK SİNYALLER VERİYOR
2016 yılında önemli bir öncü gösterge olan işsizlik maaşı başvurularında ciddi bir artış var. İşkur’un aylık istatistiklerine göre, şubat ayında işsizlik maaşı almak için başvuranların sayısı geçen yıla göre yüzde 48 artarak 120 bine yükseldi. Ocak ayında da yüzde 37.7’lik artış gerçekleşmişti. İşsizlik oranı 2015’te yüzde 10.3’e çıkarak son 5 yılın en yüksek seviyesine yükselmişti. Ocak ayında açıklanan Orta Vadeli Program’da ise 2016 yılında işsizlik oranın 10.2 olmması bekleniyor. TÜİK’in açıkladığı ocak ayı istihdam verileri ise güçlü bir görünüm sergiledi. İstihdam edilenlerin sayısı ocakta bir önceki yılın aynı ayına göre 821 bin kişi artarak 26 milyon 275 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranı ise 0.2 puan gerileyerek yüzde 11.1 oldu. Aylık bazda bakıldığında da mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı 0.2 puanlık azalışla 10.1’e geriledi. Bazı düşünce kuruluşları ve işveren örgütleri ocak ayında aralık ayına göre istihdam kaybı olduğunu belirterek bunda asgari ücretin etkisi olduğunu öne sürmüşlerdi. Ancak istihdamda mevsimsel etkilerin ağırlığının yüksek olması gibi yapısal sebepler geleneksel olarak ocak ayında istihdamın aralık ayına göre düşmesine yol açıyor. Ayrıca jeopolitik krizler ve ülke içindeki şiddet olayları gibi konjonktürel etkilerin de ocak ayında ekonomi üzerinde baskı yarattığı belirtiliyor.
< 19.04.2016 diğer haberleri için tıklayınız.