Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yüksek yargının yapısını değiştiren düzenlemeler hakkında bilgi vererek, "Yargıtay'da daire ve üye sayısını arttıran bir adım atıyoruz. Yargıtay'da 8 tane yeni daire kuracak bir teklifi arkadaşlarımızın bugün TBMM başkanlığına sunacaktır. Aynı şekilde Danıştay'da bir dava dairesi bir tane idari daire olmak üzere iki daire kurulacak. Bunlara yeni üye kadroları ihdas edilecektir. Bu düzenleme çerçevesinde Yargıtay'a 128 yeni üye, Danıştay'a da 39 yeni üye seçilmesi öngörülmektedir" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, NTV'de katıldığı bir programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Karaman'daki maden kazasına ilişkin herhangi bir ihmalin, kusurun tespit edilmesi durumunda gerekli işlemlerin yapılacağını, herkesin hukuk önünde hesap vereceğini belirtti. Çözüm sürecinde gelinen noktayı değerlendiren Bozdağ, çözüm sürecinden neyin anlaşıldığının iyi anlaşılması gerektiğini ifade etti. Bozdağ, "Birileri çözüm sürecinden suç işleme özgürlüğü gibi bir algı içinde giriyorsa bu fevkalade yanlıştır. Kamu düzeni yok olsun diye kamu güvenliği bir daha ihlal edilmesin, huzur ve barış ortamı devam etsin diye ortaya koyduğumuz bir süreçtir. Kim yasaları ihlal ediyorsa yasaların koruyuculu olan kolluk güçlerini bulacaktır. Kamu güvenliğinin olmadığı yerde hiçbir süreç işletilemez" dedi. Kim kamu görevlilerine, sivillere saldırırsa hukuk içinde karşılığı göreceğini ifade eden Bozdağ, toplantı ve gösteri yapmanın hak olduğunu ancak yasaların koyduğu kurallara uygun gösteri yapılması gerektiğini belirtti. Sokakları yakmaya yıkmaya kimsenin seyirci kalmasının düşünülemeyeceğini anlatan Bozdağ, "Öldürülenlerle ilgili HDP'den bir açıklama duydunuz mu? PKK karşısında sukut etmeyenler yok edilmesi gereken insan grubu olarak adeta ortaya çıkıyor" dedi. Olaylar sonrasında HDP ile görüşüp görüşmediğine yönelik bir soru üzerine Bozdağ, "Benden randevu talepleri olmadı, herhangi bir görüşme de yapmadım ama görüşen diğer bakanlarımızla görüştüler mi bilmiyorum" diye konuştu.
-İMRALI İLE GÖRÜŞMELER ASKIYA ALINABİLİR-
Sürecin beklemede olduğu söylemi doğru olmadığını ifade eden Bozdağ, "Sayın Arınç'ın açıklamalarının bir bütün olarak okunması lazım. Bu yakan, yıkan, öldüren, polisime askerimize kalleşçe arkadan haince saldıran yapılarla ilgili mücadele neyse bunun gereği yapılacaktır. Çözüm süreci var diye o alçaklıklara, hainlere, hunharca saldırılara seyirci kalınmayacaktır. Bunu Başbakanımız da Cumhurbaşkanımız da söyledi. Çözüm süreci terör eylemi yapmak değildir. Çözüm süreci alış veriş yapan güvenlik görevlisini haince öldürmek değildir" dedi. Şiddet ve terör olaylarının devam etmesi durumda ise İmralı görüşmelerinin askıya alınabileceğinin mesajını veren Bozdağ, Abdullah Öcalan ile görüşme talebinin olup olmadığına yönelik soru üzerine şunları kaydetti:
"Bize gelen talep yok. Ama ortalık yakılıp yıkılırken elbette biz bunlarla ilgili talepleri bir kez daha görüşürüz. Düşünürüz derken olumlu anlamda değil. Görüşmelerle ilgili konuyu biir kez daha düşünürüz. Şiddet, terör devam ettiği takdirde bizim tavrımız farklı olur. Bir araya gelme olmasın demiyoruz, şiddet, terör, cinayet alçakça saldırılar bunlar çözüm sürecinin bir parçası değildir. Eğer bunları HDP elinin tersi ile iter, şiddete teröre çağrıdan vazgeçer, barış dilini fiiliyatta da egemen kılarsa memnun oluruz. Çözüm sürecinin alternatifi kamu düzenin yok edilmesi değildir. Devlet Ankara'da da ülkenin başka ilinde de kamu görevini korumakla ve devamını sağlamakla mükelleftir. Bir suç işlendiğinde cana, mala bir saldırı olduğunda korumak devletin görevidir. Bugüne kadar şiddetle kimse bir şey elde edemedi. PKK terör örgütü de 30 senedir şiddete başvurdu, her türlü terör eylemini yaptı, elde ettiği bir şey yok. Bundan sonra da şiddetle kimsenin Türkiye'den bir şey alabilme imkanı yoktur. Türkiye güçlü bir devlettir. Biz hukuk ve demokrasi anlayışı içerisinde gerekli adımları atacağız. Biz adımlarımızı terör örgütü istedi diye atmadık, bunlar bizim insanımızın ihhtiyacı olduğu için attık. Çözüm sürecini PKK'nın içinde de istemeyenler var. Çözüm başarılı olduğu zaman terör bitecek, harcanan kaynaklar ülkenin kalkınmasına harcayacak. Güçlü bir türkiye'den rahatsız olanlar var. Sadece PKK değil başka yapılarda bu sürecin başarılı olmaması için gayret sarf ediyorlar."
-LEGAL BİR GÖRÜNTÜ ADI ALTINDA İLLEGAL YAPILANMALAR VAR-
MGK'dan sonra yapılan bildiride de kamu düzeni ve güvenliğinin korunması konusunda kararlılığın teyit edildiğinin yer aldığının anımsatılarak. devlet kurumları arasında farklı bir görüşün olup olmadığının sorulması üzerine Bozdağ, "Devlet kurumları arasında bir farklı görüş yok. Bu konuda bir birlik var, mutabakat var. MGK'nın uzun sürmesinin sebebi gündemdeki konuların yoğunluğudur" dedi. Bozdağ, MGK'nın bildirisinde de yer alan paralel yapıyla mücadele konusunda da şunları kaydetti:
"MGK toplantıları gizlidir, oradaki konuşmalar orada kalır. Bildiride yer alan husus çerçevesinde legal görüntü altında illegal faaliyet yapan yapılar var. Bir de illegal oluşumlar var. Bir takım suçlar işliyorlar, ülkede kamu düzeni aleyhine pek çok iş ve eylem içinde bulunuyorlar. Legal bir görüntü adı altında illegal yapılanmalar var. Ama yaptıkları iş bunlarla alakalı işler değil, başka şeyler ortaya çıkıyor. O zaman yasaları istismar ederek, kullanarak legal bir kılıf içinde her türlü suçu işleyenlere karşı elbette devletin tedbir alması, adım atması devlet olmanın gereğidir. Biç bir devlet kendi içerisinde kendine paralel bir yapının oluşmasına izin vermez. Bir başbakan bir talimat veriyor müsteşarına, müsteşar o talimatı götürüp bir başkasından icazet alıyorsa orada sıkıntı vardır. Bir yargı görevi yapan kişi soruşturma açayım mı açmayayım mı diye bir başkasına sorup ona göre hareket ediyorsa devlet burada Anayasayı korumak benim vazifem diyecektir. Esasında hükümetimizin paralel yapıyla yaptığı mücadelenin bir adı da anayasamızı, hukukumuzu, devletimizin tekliğini, demokrasimizi, milletin hukukunu korumaktır."
- YARGGITAY'A 128 YENİ ÜYE DANIŞTAY'A DA 39 YENİ ÜYE SEÇİLECEK-
Yüksek yargının yapısını değiştiren düzenlemeler hakkında bilgi veren Adalet Bakanı Bozdağ, şunları kaydetti:
"Yargıtay'da şu anda 38 daire var. 23 hukuk dairesi, 15 ceza dairesi var. Daha önce çıkardığımız bir yasayla dairelerin hukuk dairesi veya ceza dairesi vasfının değiştirilmesine karar verme yetkisini Yargıtay'a verdik. Yargıtay bu yetkiyi kullanmadı. Ama şu anda ceza dairelerinde 395 bin dosya var, hukuk dairelerinde 215 bin toplam 610 bin dosya var. Bu anda başsavcılıkta bekleyen 350 bin dosya olduğunu görüyoruz. Daha önce Yargıtay'daki daire ve üye sayısını artırdık dosyalar erisin, kararlar hızla verilsin, kararların müzakeresine dosyaların incelenmesine daha fazla zaman ayrılsın diye düzenleme yaptık. Hatta orada Yargıtay'ın dairelerinin iş bölümü şekliden iki ayrı grup olarak çalışmasına imkan veren düzenlemelerde yaptık. Bu düzenlemenin çıkmasından sonra da iş yükünün erimediğini görüyoruz. O neden bu iş yükünün ddoğurduğu zaruret, vatandaşımızın davasının neticesini vaktinde görme ihtiyacı, adil yargılanmanın zamanında neticelenmesi bak
< 31.10.2014 diğer haberleri için tıklayınız.