Matriksdata Logo

Matriksdata Banner

TCMB 2015 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI metnini açıkladı

2015 Yılı Para ve Kur Politikası:

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) temel amacı fiyat istikrarını
sağlamaktır. Bu çerçevede 2015-2016 yılları için olduğu gibi 2017 yılı
enflasyon hedefi de Orta Vadeli Program hazırlık sürecinde Hükümet ile
varılan mutabakatla uyumlu olarak yüzde 5 seviyesinde belirlenmiştir.

 TCMB’nin hesap verme yükümlülüğünün bir unsuru olan belirsizlik aralığı,
önceki yıllarda olduğu gibi her iki yönde 2 yüzdelik puan olarak korunmuştur.
Enflasyonun yıl içinde üçer aylık dönemlerin sonu itibarıyla yıl sonu
hedefinden 2 yüzdelik puandan fazla farklılaşması durumunda, sapmaya yol
açan nedenler ile hedefe ulaşılması için alınan ve alınması gereken önlemler
Enflasyon Raporu aracılığıyla kamuoyuna açıklanacaktır. Gerçekleşen
enflasyonun yıl sonunda belirsizlik aralığının dışında kalması durumunda ise
Hükümet’e açık mektup yazılacaktır.

TCMB fiyat istikrarına odaklı para politikası duruşunun korunduğu bir
çerçeveyi esas almaktadır. Enflasyonun hedefle uyumlu seviyelerde tutulması
amaçlanırken finansal istikrar da gözetilmeye devam edilecektir. Bu doğrultuda
TCMB, sermaye akımlarının yurt içi ekonomi üzerinde oluşturduğu oynaklığın
sınırlanmasına yönelik ve basiretli borçlanmayı destekleyici politikalarına
devam edecektir. Önümüzdeki dönemde fiyat istikrarı ve finansal istikrar
amaçları doğrultusunda, geleneksel araçların yanı sıra yeni politika çerçevesi
dâhilinde geliştirilen araçlar da kullanılmaya devam edecektir. Ayrıca krediler
ve döviz kuru kanallarının daha etkin çalışması için, iletişim kanalının
destekleyici bir araç olarak kullanılması sürdürülecektir.

 2013 Mayıs sonrası dönemde küresel para politikalarına dair yaşanan
gelişmeler finans piyasalarındaki hareketlerin temel belirleyicisi olmuştur. Bu
dönemde küresel ölçekte tüm finansal varlıklarda yeniden fiyatlama yaşanmış
ve gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarında çıkışlar gözlenmiştir. Bu süreçte TCMB, 1 haftalık repo faizi oranı, faiz koridoru, Türk lirası ve

yabancı para likidite politikaları ve Rezerv Opsiyonu Mekanizması (ROM)
araçlarını aktif bir şekilde kullanarak küresel oynaklığın Türkiye ekonomisine
olan olumsuz etkilerini sınırlamaya ve enflasyon görümünde yaşanan
bozulmayı gidermeye yönelik politikalar uygulamıştır.

2015 yılında gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarındaki oynaklık
devam edebilecektir. Küresel para politikalarının normalleşme sürecine dair
süregelen belirsizlikler, risk iştahının ve portföy akımlarının verilere duyarlı
kalmasına neden olmaktadır. Öte yandan, küresel iktisadi faaliyette gözlenen
yavaşlama para politikalarındaki normalleşme sürecinin ötelenme olasılığını
güçlendirmektedir. Küresel faizlerin düşük seyretmeye devam edebileceği
böyle bir durumda özellikle kısa vadeli ve yabancı para cinsinden aşırı
borçlanma eğilimi artabilecektir. Aşırı borçlanma eğiliminin uzun süre devam
etmesi ülke risk primini artırmak suretiyle finansal risklere yol açabilecek ve
makroekonomik istikrarı olumsuz etkileyyebilecektir. Bu çerçevede,
makrofinansal riskleri sınırlamaya ve basiretli borçlanmayı desteklemeye
yönelik makroihtiyati politikaların uygulanması önem taşımaktadır.

2013 yılı Mayıs ayı sonrası dönemde Türk lirasında yaşanan belirgin değer
kaybı enflasyonu ve enflasyon beklentilerini olumsuz etkilemiştir. TCMB,
enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmayı sınırlamak için
2014 yılının başından itibaren para politikasında sıkı bir duruş sergilemiştir.
Makroihtiyati önlemlerin ve para politikasındaki sıkı duruşun etkisiyle yılın
ikinci yarısında çekirdek enflasyon eğiliminde kayda değer bir iyileşme
gözlenmiştir. Buna rağmen gıda fiyatlarındaki yüksek seyir ve döviz kurunun
gecikmeli etkilerine bağlı olarak yıl boyunca enflasyon hedefin belirgin olarak
üzerinde seyretmiştir

2015 yılında, birikimli kur etkilerinin azalmaya devam etmesinin, gıda
enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına dönmesinin ve başta petrol olmak
üzere düşen emtia fiyatlarının katkıları ile enflaasyonda kayda değer bir düşüş
süreci yaşanması öngörülmektedir. Bununla birlikte hizmet sektöründe
enflasyon eğiliminin yüksek seyrini koruması ve orta vadeli beklentilerde
henüz bir iyileşme gözlenmemesi fiyatlama davranışlarına dair risklerin
önemini koruduğuna işaret etmektedir. Bu çerçevede TCMB, enflasyon beklentilerini, fiyatlama davranışlarını ve enflasyonu etkileyen diğer unsurları
yakından izleyecek ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana
kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı
duruşunu sürdürecektir.

2015 yılında enflasyonda öngörülen önemli düşüş yanında ekonomide
dengelenmenin sürmesi ve basiretli borçlanmanın teşvik edilmesi Türkiye
ekonomisinin olası dış şoklara karşı direncini destekleyerek önümüzdeki
dönemde yaşanabilecek küresel belirsizliklerin enflasyon ve makroekonomik
istikrar üzerindeki olumsuz etkilerini önemli oranda sınırlayabilecektir.

Para politikasının temel iletişim dokümanları Para Politikası Kurulu (Kurul)
duyuruları ve Enflasyon Raporudur. Önümüzdeki dönemde Enflasyon Raporu
yılda dört defa yayımlanmaya devam edecektir. Kurul, önceden açıklanan bir
takvim çerçevesinde aylık olarak toplanmayı sürdürecek ve para politikası
kararı ile kısa gerekçesi toplantının hemen ardından saat 14.00’da, Kurul’un
ayrıntılı değerlendirmelerini içeren toplantı özeti ise toplantıyı takip eden beş iş
günü içinde TCMB internet sayfasında yayımlanacaktır. Kamuoyu ile iletişimin
daha etkin şekilde yapılabilmesi amacıyla Enflasyon Raporu bilgilendirme
toplantılarıyla tanıtılmaya devam edecektir.

Önümüzdeki dönemde Finansal İstikrar Raporu da TCMB’nin önemli bir
iletişim aracı olmaya devam edecektir. Bunun yanı sıra, para ve kur politikası
çerçevesine ilişkin kamuoyuyla paylaşılan duyurular, Başkan tarafından
TCMB’nin faaliyetleri ve para politikası uygulamaları hakkında Bakanlar Kurulu
ile Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’na yılda
ikişer defa yapılan sunumlar, her ay enflasyyon verilerinin açıklanmasını takip
eden iş günü içinde yayımlanan “Aylık Fiyat Gelişmeleri” raporu, banka
ekonomistleriyle yapılan toplantılar, TCMB yetkililerinin yurt içi ve yurt dışı
toplantılarda yaptığı sunum ve konuşmalar ile diğer basın duyuruları da
kamuoyunun bilgilendirilmesinde önemli rol oynayacaktır. TCMB tarafından
yayımlanan çalışma tebliğleri, ekonomi notları, kitapçıklar ve düzenlenen
konferanslar da iletişim politikasının önemli unsurları olmaya devam edecektir.

TCMB, likidite yönetimi genel çerçevesini belirlerken;
i) kısa vadeli faiz oranlarının Kurul tarafından belirlenen faiz koridoru
içerisinde uygun görülen düzeyde oluşmasının sağlanması,
ii) uygulanan likidite yönetimi stratejisi ile uyumlu şekilde para
piyasalarının etkin ve istikrarlı çalışmasının sağlanması,
iii) ödeme sistemlerinin kesintisiz çalışmasının temini,
iv) kullanılan araçların para politikasının etkinliğini desteklemesi,
v) operasyonel yapının piyasalardaki olağandışı gelişmelere karşı yeterli

esnekliğe sahip olması
gibi amaçları hedeflemektedir. Bu amaçlara ulaşmak ve para politikasının
etkinliğini artırmak için likidite yönetimi genel çerçevesi belirlenirken, piyasadaki
likidite düzeyi ve likiditenin sistem içindeki dağılımı da dikkate alınmaktadır.

12.Piyasadaki likidite, asıl olarak aşağıdaki faktörler tarafından belirlenmektedir:
i) Para tabanı değişimleri,
(a) Emisyon hacmindeki değişimler,
(b) Bankaların Türk lirası (TL) serbest mevduatlarındaki değişimler.
ii) TCMB’nin piyasa ile gerçekleştirdiği TL karşılığı işlemler,
a) Türk lirası karşılığı net döviz alış/satış işlemleri,
b) Ödenen/tahsil edilen faizler, cari harcamalar,
c) İhracat reeskont kredileri, devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) ve
kira sertifikası alım/satım işlemleri.
iii) Hazine’nin piyasa ile gerçekleştirdiği Türk lirası karşılığı işlemler,
a) TCMB’ye yapılan itfalar hariç net TL cinsi DİBS ve Kira Sertifikası
itfa-ihraç farkı,
b) Faiz dışı fazla/açık giriş/çıkışları,
c) Özelleştirme ve Tasarruf Mevdduatı Sigorta Fonu kaynaklı Türk lirası
transferleri ile diğer kamu işlemleri.

.Diğer yandan, Hazine’nin iç ve dış borçlanma dahil her türlü döviz cinsi net
tahsilatı ya da ödemesi ile TCMB’ye olan itfaları ve TCMB’nin Hazine’ye kar
transferleri, Hazine’nin TL cinsi borçlanma gereğinin tespitinde önemli olması
nedeniyle piyasadaki likiditeyi dolaylı olarak etkilemektedir.

Piyasadaki net likidite açığı (sistemin fonlama ihtiyacı, SFİ) 2013 yılı sonunda
38,9 milyar TL düzeyinde iken 05.12.2014 tarihi itibarıyla 42,6 milyar TL
düzeyine yükselmiştir

TCMB likidite açığını 28 Ocak 2014 tarihli Para Politikası Kurulu ara
toplantısında alınan karar sonrası temel olarak bir hafta vadeli miktar repo
ihalesi ile fonlamıştır. Bununla beraber yıl içerisinde para ve kredi
piyasalarında yaşanan değişimler doğrultusunda likidite politikası getiri eğrisini
yataya yakın tutacak şekilde ayarlanmıştır

2015 yılında piyasadaki likidite koşullarını etkileyecek en önemli faktörler;
TCMB’nin piyasa ile gerrçekleştireceği (ihracat reeskont kredi kullandırımı
dahil) Türk lirası karşılığı net döviz alım/satımı, para tabanı değişimi (ROM
imkanındaki değişiklikler ve bankaların söz konusu imkanı kullanımlarındaki
değişmelerin etkisi de dahil olmak üzere) ve Hazine’nin TL cinsi borçlanma
araçları itfa-ihraç farkı işlemlerinin miktarı olacaktır. Küresel piyasaların
görünümünün ve risk iştahının hızla değişebilmesi ülkemizin de içinde
bulunduğu gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarının
dalgalanmasına neden olmaktadır. Buna bağlı olarak, bankalar ve diğer
kuruluşlarca ROM’un kullanımına ve/veya TCMB’nin piyasa ile
gerçekleştireceği TL karşılığı döviz alım/satım işlemlerinin miktarına ilişkin
belirsizlikler 2015 yılı likidite koşullarına ilişkin net bir öngörüde bulunmayı
zorlaştırmaktadır. Bununla birlikte 2015 yılı boyunca piyasadaki likidite
açığının makul düzeylerde kalacağı öngörülmektedir.

TCMB’nin her türlü likidite durumu olasılığını dikkate alarak, BIST Repo-Ters
Repo Pazarı ve Bankalararası Repo-Ters Repo Pazarı’ndaki faiz oranlarını
kontrol edebilmesi, likidite yönetimi araç çeşitliliğini ve operasyonel esnekliğini
koruyabilmesi için teknik nedenlerle açık piyasa işlemleri portföyünde yeterli miktarda DİBS veya Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama Şirketi (HMVKŞ)
tarafından ihraç edilen Türk lirası cinsi kira sertifikası bulundurması
gerekmektedir. Bu çerçevede oluşturulan TCMB açık piyasa işlemleri portföyü
kıymetlerinin 2015 yılında toplam nominal 3,1 milyar TL’lik kısmının vadesi
gelecektir. Söz konusu kıymetlerin;
i) 2015 yılında uygun görülen aylarda, ilgili ayın ilk iş günü saat 10.00’da
veri dağıtım firmaları aracılığıyla ilan edilecek olan DİBS veya kira
sertifikaları ile yenilenmesi,
ii) Alım ihalelerinin çarşamba ve cuma günleri bir iş günü sonrası valörle
gerçekleştirilmesi,
iii) Her bir ihale tutarının nominal en fazla 100 milyon TL olması,
iv) İhalelere ilişkin diğer hususlarda mevcut düzenlemelerin geçerli olması
planlanmaktadır.
Ayrıca, 20114 yılında operasyonel risklerin en aza indirilmesi amacıyla 9 milyar
TL olarak belirlenen açık piyasa işlemleri portföy büyüklüğünün 2015 yılında
da aynı seviyede kalması hedeflenmektedir. Bununla birlikte, olası bir likidite
sıkışıklığında gerçekleştirilebilecek ilave alım seçeneği saklıdır.

.TCMB’nin likidite yönetimi operasyonel çerçevesi 2015 yılında aşağıdaki
şekilde oluşturulmuştur. Buna göre;
i) TCMB, bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası’nda tam iş günlerinde
10.00 - 12.00 ve 13.00 - 16.00 saatleri arasında, yarım iş günlerinde ise
10.00 - 12.00 saatleri arasında gecelik vadede borçlanma ve borç verme
faiz oranlarını ilan etmeye devam edecektir. Bankalar ihtiyaç duymaları
halinde limitleri ile sınırlı olmak üzere teminatları karşılığında TCMB borç
verme faiz oranından borçlanabilecekler, likidite fazlalığı oluşması halinde
ise limitsiz olarak TCMB borçlanma faiz oranından TCMB’ye Türk lirası
borç verebileceklerdir.
ii) Geç Likidite Penceresi (GLP) mevcut uygulamadaki gibi ddevam edecektir:
Bankalar, tam iş günlerinde 16.00 - 17.00 saatleri arasında, yarım iş
günlerinde 12.00 - 12.30 saatleri arasında, zorunlu karşılıkların tesis
süresinin son iş gününde ise tam iş günü olduğunda 16.00 - 17.15 saatleri
arasında, yarım iş günü olduğunda 12.00 - 12.45 saatleri arasında TCMB’den teminat karşılığı olmak üzere limitsiz olarak borçlanabilecek ya
da TCMB’ye borç verebileceklerdir.
iii) Faiz koridoru uygulamasının 2014 yılında olduğu gibi 2015 yılında da aktif
olarak kullanılmasına devam edilecektir. Bu çerçevede, TCMB tarafından
yapılan Türk lirası fonlamasının kompozisyonu gerekli görüldüğünde
değiştirilebilecektir.
iv) Bir hafta vadeli repo ihaleleri, Kurul tarafından tespit edilen orandan miktar
ihalesi yöntemiyle gerçekleştirilecektir. Bu çerçevede, Açık Piyasa
İşlemleri’ne taraf olan her bir kuruluşun ihaleye verebileceği toplam teklifin
üst sınırı, kuruluşun tesis etmesi gereken TL zorunlu karşılık tutarının tüm
bankaların tesis etmesi gereken toplam TL zorrunlu karşılık tutarı içindeki
payının iki katı ile ilan edilen ihale tutarının çarpımı olarak belirlenecektir.
Banka bazında belirlenen limitler iki tesis dönemi boyunca geçerli
olacaktır. Limitler dört haftada bir yenilenecek ve her yeni dönemin
başlangıcına tekabül eden rezerv tesis döneminin ikinci iş günü bankalara
TCMB Ödeme Sistemleri İhale Sistemi (İhS) aracılığıyla bildirilecektir.
v) TCMB, bir haftalık repo ihalesi bilgilerini günlük olarak saat 10.00’da veri
dağıtım firmaları aracılığıyla ilan edecektir. Gerek duyulmadığı günlerde
ihale açılmayabilecektir. Bir hafta vadeli repo ihaleleri tam iş günlerinde
saat 11.00’de, yarım iş günlerinde ise saat 10.30’da gerçekleştirilecek ve
sonuçların en geç otuz dakika içinde veri dağıtım firmaları aracılığıyla ilan
edilmesine özen gösterilecektir. Kuruluşlar, kıymet bildirimlerini tam iş
günlerinde saat 12.00’ye, yarım iş günlerinde ise saat 11.15’e kadar
tamamlayarak açık piyasa işlemleri yükümlülüklerini tam iş günlerinde saat
16.45,, yarım iş günlerinde ise saat 12.45’e kadar yerine getirecektir.
vi) Koşulların gerektirmesi durumunda vadesi 91 günü aşmayacak şekilde
geleneksel yöntemle repo ihaleleri açılabilecektir.
vii) Gerekli görülmesi halinde geleneksel ihale yöntemi ile bir hafta vadeli “Gün
İçi Repo İhalesi” açılabilecektir. Gün içi repo ihalelerine verilebilecek
toplam teklif miktarı ilan edilen ihale tutarı ile sınırlı olacaktır.
viii) TCMB, BIST Repo - Ters Repo Pazarı ve Bankalararası Repo - Ters Repo
Pazarında faiz koridoru dahilindeki gecelik vadeli faiz oranlarını günlük
olarak ilan etmeye devam edecektir.
ix) Tüm katılımcılar HMVKŞ tarafından ihraç edilen Türk lirası cinsi kira
sertifikası karşılığında kotasyon yöntemiyle gerçekleştirilen gecelik vadeli
repo imkanından, piyasa yapıcı bankalar ise açık piyasa işlemleri
çerçevesinde kendilerine sağlanan gecelik vadeli repo imkanından, tam iş
günlerinde 10.00 - 12.00 ile 13.00 - 16.00 saatleri arasında, yarım iş
günlerinde ise 10.00 - 12.00 saatleri arrasında yararlanabileceklerdir.

Yasal görevi fiyat istikrarını sağlamak olan TCMB, şimdiye kadar olduğu gibi
2015 yılında da, makroekonomik riskleri de dikkate alarak finansal istikrarı
gözetmeye devam edecek, bu amaçla para politikası ve likidite yönetiminin
etkinleştirilmesine yönelik uygulamalarını sürdürecektir. TCMB, ortaya çıkacak
ihtiyaçlara göre, şimdiye kadar olduğu gibi, gelecek dönemde de likidite
yönetimi stratejisinde değişikliklere gidebilecektir. Bu kapsamda likidite
yönetiminde, TCMB borçlanma ve borç verme faiz oranları koridoru ile zorunlu
karşılık uygulaması gibi araçların kullanılmasına devam edilecektir.

Likidite politikası, kredi büyümesinin ulaştığı makul oranların sürdürülmesine
destek sağlayacak şekilde uygulanmaya devam edecektir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun 45’inci maddesi
çerçevesinde döviz üzerinden düzenlenen senetlerin reeskonta kabulü
suretiyle Türk Eximbank ve ticari bankalar aracılığıyla ihracatçılara 240 güne
kadar vadeli ve Türk liirası olarak kullandırılan ihracat reeskont kredileri 2014
yılında TCMB net döviz rezervlerini güçlendiren araçlardan biri olmaya devam
etmiştir

Dengeli büyümeyi desteklemek amacıyla, ihracat reeskont kredilerinin cari
açığın azaltılmasına ve TCMB döviz rezervlerinin güçlendirilmesine katkısı da göz önünde bulundurularak, 15 Ağustos 2013 tarihinde 12 milyar ABD doları
olarak belirlenmiş olan kredi limitleri 20 Ekim 2014 tarihinde 15 milyar ABD
dolarına yükseltilmiştir. Ayrıca, yine aynı tarihte yapılan değişikliklerle;
i) Firma bazında kredi limitleri dış ticaret sermaye şirketleri için 240
milyon ABD dolarından 300 milyon ABD dolarına, diğer firmalar için ise
180 milyon ABD dolarından 250 milyon ABD dolarına yükseltilmiş olup,
120 güne kadar vadeli kredi başvurularında bu limitlerin tamamının,
121-240 gün vadeli kredi başvurularında ise bu limitlerin en fazla yüzde
50’sinin kullanılabilmesine imkân verilmiştir.
ii) 120 güne kadar vade ile kullandırılan kredilere TCMB tarafından 1 aylıık
LIBOR veya EURIBOR faiz oranları uygulanmakta olup, 120 günden
uzun vadeli kredilerin maliyeti 20 baz puan azaltılarak bu kredilere de 6
aylık LIBOR veya EURIBOR faiz oranları uygulanmaya başlanmıştır.
iii) İhracatçı firmalarca ihracat alacağına istinaden düzenlenip, faktoring
şirketlerine temlik edilen ve faktoring şirketlerince Eximbank’a ciro
edilen bonoların reeskonta kabulü suretiyle firmalara sevk sonrası
ihracat kredisi kullandırılması imkânı sağlanmıştır

Yapılan düzenleme değişiklikleriyle maliyetlerin azaltılması ve limitlerin
artırılması ihracat reeskont kredilerini firmalar açısından daha cazip hale
getirdiğinden, kredi talebinde bulunan firma sayısında ve bu kredilerin TCMB
rezervlerine katkısında artış beklenmektedir. Bu çerçevede;
i) Kredi kullanımının 2014 yılının tamamında yaklaşık 15,5 milyar ABD
doları olması ve TCMB döviz rezervlerine 13 milyar ABD doları katkı
yapması beklenmektedir.
ii) Kredi limitlerinin artırılması ve getirilen diğer uygulama kolaylıklarının
eetkisi ile kredi kullanımının 2015 yılında 17 milyar ABD dolarına
ulaşabileceği, kullandırılan bu kredilerin TCMB döviz rezervlerine
katkısının ise 16 milyar ABD doları civarında gerçekleşebileceği
değerlendirilmektedir.

İhracat reeskont kredileri ile TCMB döviz satım ihalelerinin toplam rezerve net
etkisi 2002 yılından itibaren 79 milyar ABD doları olmuştur

2001 yılından itibaren uygulanan dalgalı döviz kuru rejimi çerçevesinde
doğrudan net döviz alımları, ihracat reeskont kredileri ve ROM gibi araçlar
kullanılarak TCMB döviz ve altın rezervlerinde birikimli olarak 112 milyar ABD
doları civarında artış sağlanmıştır

TCMB, 2015 yılında dalgalı döviz kuru rejimi uygulamasına devam edecektir.
Dalgalı kur rejiminde döviz kurları piyasadaki arz ve talep koşulları tarafından
belirlenmektedir. Döviz arz ve talebini belirleyen esas unsurlar ise uygulanan
para ve maliye politikaları, ekonomik temeller, uluslararası gelişmeler ve
beklentilerdir. Uygulanmakta olan kur rejiminde TCMB’nin nominaal ya da reel
herhangi bir kur hedefi bulunmamaktadır. Bununla birlikte TCMB, finansal
istikrara yönelik riskleri sınırlamak amacıyla Türk lirasının aşırı değerlenmesi
veya aşırı değer kaybına karşı kayıtsız kalmamaktadır.

Bankaların Döviz ve Efektif Piyasaları nezdindeki Döviz Depo Piyasasında
kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde TCMB'den alabilecekleri
döviz depolarının ABD doları için yüzde 7,5 ve euro için yüzde 6,5 olan faiz
oranları geçerliliğini korumaktadır. Bu oranların küresel para politikalarının
görünümü ile uyumlu bir şekilde ABD doları için 2016 yılında yüzde 8,5, 2017
yılında yüzde 9 düzeyinde, euro için ise 2016 ve 2017 yılları boyunca yüzde
6,5 düzeyinde belirlenmesi planlanmaktadır

.Döviz ve Efektif Piyasalarında işlem yapmaya yetkili bankaların döviz depo
piyasasında borçlanma ve döviz karşılığı efektif alım-satım piyasasında işlem
yapma limitleri, bankaların bilanço büyüklüklerinde ve TCMB rezervlerinde
görülen artış dikkate alınarak, 10 Aralık 20114 tarihinden itibaren 21,62 milyar
ABD dolarına yükseltilmiştir.

Döviz ve Efektif Piyasaları nezdindeki Döviz Depo Piyasasının ROM döviz
imkanı ile eş zamanlı kullanılmaması amacıyla, ROM'un 2 hafta blokeli bir yapı
olduğu döviz deposunun ise bir hafta vadeli olduğu dikkate alınarak, döviz
deposunun vadesinin tesis döneminin ilk gününü içermesi durumunda, ROM
kullanım miktarının depo bakiyesi kadar azaltılmaması halinde, verilen
deponun tamamının erken ödemeye tabi tutulması; ROM döviz imkanı
kullanımı olmayan bir bankanın döviz depo kullanması halinde, yeni tesis
döneminde ROM döviz imkanı kullanımını talep etmesi durumunda, verilen
deponun aynı şekilde erken ödenmeye tabi tutulması; ayrıca, yeni tesis
döneminin ilk gününde depo talep eden bankaların, kendilerine ait ROM döviz imkanı kullanım miktarları ile ilgili listelerin oluşturulmasını takiben depo
kullanabilmeleri kararlaştırılmıştır

TCMB geçmişte olduğu gibi 2015 yılında da döviz piyasasının sağlıklı
çalışması ve döviz likidiitesinin desteklenmesi amacıyla, döviz arz ve talep
gelişmelerini yakından takip ederek gerekli önlemleri almaya devam edecektir.

.Piyasa derinliğinin kaybolmasına bağlı olarak spekülatif davranışlar
sonucunda kurlarda sağlıksız fiyat oluşumları gözlenmesi ve aşırı oynaklık
durumlarında piyasaya esnek ihaleler yoluyla veya doğrudan müdahale
edilebilecektir.

Ayrıca, Döviz ve Efektif Piyasaları’nda TCMB ile söz konusu piyasalarda işlem
yapmaya yetkili bankalar arasında gerçekleştirilen döviz karşılığı efektif
işlemlerine 2015 yılında da devam edilecektir.

.Finansal istikrarın fiyat istikrarının ayrılmaz ön koşullarından biri olduğunun
bilinci ile TCMB, ülkemiz döviz piyasasının etkin bir şekilde çalışabilmesi için
gerekli önlemleri almaya devam edecektir. Ancak, uygulanmakta olan kur
rejiminde iktisadi birimlerin kur riskinin piyasada olduğu bir ortamda faaliyette
bulunduklarını dikkate alarak bu riski yönetecek mekanizmaları oluşturmaları
ve kullanmaları gerektiği unutulmamalıdır

TCCMB, dengeli büyümeyi desteklemek ve yurt içi tasarrufları güçlendirmek
amacıyla bankaların ve finansman şirketlerinin Türk lirası olarak tesis ettikleri
zorunlu karşılıklarına 2014 yılı Kasım ayından itibaren faiz ödemeye
başlamıştır. 2015 yılından itibaren ise çekirdek yükümlülükleri teşvik edecek
şekilde, mevduat ve özkaynak toplamının açılan kredilere oranı sektör
ortalamasından daha yüksek olan kuruluşlara kendi durumlarını bozmadıkları
sürece Türk lirası cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıkları için daha yüksek
oranda faiz ödenecektir. Ayrıca, zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi
uygulamasının, zorunlu karşılığa tabi kuruluşların Türk lirası zorunlu karşılık
tutma maliyetinin fonlama faizine duyarlılığını azaltacak şekilde tasarlanmış olmasının ROM’un otomatik dengeleyici özelliğini güçlendirmesi
beklenmektedir

Makrofinansal riskleri sınırlamak açısından kısa vadeli ve yabancı para cinsi
borçlanmanın kontrol altında tutulması önem arz etmektedir. Özel sektörün dış
borcu incelenddiğinde, reel sektörün dış borçlarının vadesinin oldukça uzun
olduğu, bankaların dış borçlarının vadesinin ise nispeten daha kısa olduğu
gözlenmektedir. Ayrıca, önemli bir kırılganlık kaynağı olarak gösterilen kısa
vadeli dış borçlanmanın çok büyük bir kısmı bankacılık sektörü tarafından
gerçekleştirilmektedir. Bankacılık sektöründe vadelerin uzatılması ve çekirdek
yükümlülük oranının artırılması basiretli borçlanmayı destekleyerek
makrofinansal riskleri sınırlayacak ve böylece dengeli büyümeye katkı
verecektir. Bu çerçevede, finansal istikrarı desteklemek amacıyla, yabancı
para cinsinden çekirdek dışı kısa vadeli yükümlülükler için uygulanan zorunlu
karşılık oranları vade uzatımını teşvik edici yönde artırılacaktır.

ROM bankalar tarafından yüksek bir oranda kullanılmaya devam etmektedir.
Mekanizma aracılığı ile toplam rezervlerde bir artış sağlanırken aynı zamanda
sermaye akımlarındaki oynaklıkların ekonomi üzerindeki etkileri de
sınırlandırılmaktadır. Ayrıca, finansal sektörün ROM aaracılığı ile TCMB
nezdinde sahip oldukları yabancı para rezervleri yurt dışı finansman
imkanlarında yaşanabilecek olası değişimlere karşı bir sigorta vazifesi de
sağlamaktadır. Sermaye akımlarında gözlenen dalgalanmalar karşısında
ROM’un otomatik dengeleyici özelliğinin güçlendirilmesi amacıyla, rezerv
opsiyonu dilimlerinde ve katsayılarında, zorunlu karşılık oranlarındaki
uyarlamalar sonucunda ihtiyaç duyulan döviz likiditesini de sağlayacak şekilde,
teknik ayarlamalar yapılacaktır

7.İhracat reeskont kredilerinin döviz rezervi birikimine önemli miktarda katkı
verecek olması ve kısa vadeli yabancı para borçlanmasına dair alınan
önlemler sayesinde döviz rezervlerinin kısa vadeli dış borçları karşılama
oranında 2015 yılında kayda değer bir artış sağlanabileceği
değerlendirilmektedir

Kredi kartı azami faiz oranlarının belirlenmesinde, finansal istikrarı ve
tüketicinin korunmasını amaçlayan bir yöntem üzerinde çalışılmış ve söz
konusu yöntem şeffaflık ve öngörülebilirliği artırmak amacıyyla kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu çerçevede, normal dönemlerde kredi kartı azami faiz
oranlarının çok sık değiştirilmesinin önüne geçilmesi, düşük faiz dönemlerinde
tüketicilerin kredi kartı kullanımının sınırlandırılması veya ihtiyaç kredilerine
yönlendirilmesi, yüksek faiz dönemlerinde ise tüketiciler üzerindeki faiz
yükünün hafifletilerek finansal sistemde tahsili gecikmiş alacaklardaki artışın
önlenmesi amaçlanmıştır.

2014 yılı içerisinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK)
tarafından tüketici kredilerine ve kredi kartlarına yönelik alınan makroihtiyati
tedbirler kredi artışının makul seviyelerde gerçekleşmesine ve finansal
istikrarın korunmasına katkı sağlamıştır. Tüketici kredisi büyüme oranlarının
geldiği olumlu seviyelerinin 2015 yılında da sürdürülmesi makrofinansal
risklerin kontrol altında tutulması ve dengelenme sürecinin devam etmesi
açısından önem taşımaktadır.



< 10.12.2014 diğer haberleri için tıklayınız.

KVKK | Çerez Politikası | Aydınlatma Metni | Cookie Seçeneklerini Güncelle